43

Adam yazar yazar, şöyle bir cümle ekler: “içinizden ‘x’ dediğinizi duyar gibiyim” , “şimdi ‘x olur mu öyle’ diyorsunuzdur”, “’yok ya biz bilmiyorduk sanki x olmadığını’ demişsinizdir”, “içinizden bana ‘x’ diye küfür ediyorsunuzdur” veya “’lan lan yemek yanacak’ diye mutfağa koşmuşsunuzdur” gibi….

Nedir bunlar? Okurun ne düşündüğünü tahmin etmece veya öyle zannetmece. Hayır efendim iddia ediyorum hiç kimse bir yazı okurken senin o yazdığın cümleyi görmeden öyle şeyler düşünmez etmez. Ta ki cümle veya paragraf bitene kadar. Ben düşünmem öyle en azından.

Yazarken de böyle cümleler kullanmam. Yazarsan okuyucunun ne düşündüğünü tahmin etmece neymiş. Madem öyle düşüneceğini biliyorsun yazma o zaman, adama bak!

42

Bardakta haşlanmış mısın?

41

Lisede Gamze vardı bitane. Lise 1’den de tanışıklığım vardı. Uzatmıyım, sevmiyorum aslında bu kızı.

Neden? Nedeni beni sevmemesi =) Evet çok tırt bir mazeret ama öyle. Ben nekadar böyle sevmesini sağlayım arkadaşlığını kazanıyım falan diye uğraştıysam da yok abi, kız sürekli beni küçük gördüğünü belli eden hareketler yapar laf sokar görmezden gelir falan. Sevmek derken o manada değil, arkadaş olarak sevmek falan.

Geçen liseden arklarla buluştm dedim ya, evet. İşte bekliyorum bizimkileri bunu gördüm gittim yanına, ne haber nasılsın falan… Nerden geldin der gibi bakıyo konuşuyo ama. Sonra dedi “senengelledin mi beni msnden?” falan, engelledim evet. “Bir ara sinirle baya kişiyi sildim arada kaynamışsındır dedim” lan sen bana adam gibi davransaydın da silmeyeydim dimi?

Oturuyoruz “Alper’in feysbuku varmıydı?” diye sordu ortalığa, “var” dedim ne diye ciddiye alıp ben cevap verdiysem. “Ben seni kaçkez ekledim sen kabul etmedin” dedi böyle sitemli sitemli. Hayır arkadaşım neden koşayım peşinden senin? Tamam sağı solu belli olmayan bir insansın ama ben mi anlayış gösterecem sana?

Sen benim yüzüme gülüyorsan ama sevmiyorsan ben de senin yüzüne gülüp aslında sevmiyorum artık. İlginç insansın ya.

40

Msn’den kopamıyorum ya o koyuyor bana işte. Anti kişisel ileti insanı oldum zaten iyice. Hayır kullanmamak da çok zor bir şey değil ama nedense olmuyor. Bir ara baya kullanmamıştım.

Aslında eskiden geyik yaptığım insanları özlüyorum. Ama artık listemde değiller. Onlar gibi geyik yapabildiğim birileri olsun tiksintim gider biraz. O’nu da listenin en sonlarına attım, silmem. Görmezsem tiksintim biraz daha geçer. Ayrıca isimlerin sadece başlarını görebileceğim şekilde iyice küçüktüm sağ tarafa doğru, tiksintim hiç kalmaz umarım.

Ama tiksintim olmasaydı bu bloga başlamazdım, o iyi oldu =)

39

Ne zamandır kavak yelleri izlemiyordum. Final varmış izliyim dedim. Gerçi final olduğunu da yarısında fark ettim, neyse…

Lan resmen Ozan yazmış senaryoyu. Ben kötü oldum o izlerken ne haldedir diye düşünmekten. Bu kadarmı karıştırmışlar olayları, bu kadar mı uzun süredir izlememişim.

Ha final dedikleri de bildiğin dizi finali, değişik bir şey yok. Mesela X olucaktır, iki saat onun kabızlığıyla boğarlar sizi. Sonra X olur o sırada X’i bozan bir Y olur, paralel olarak başka kötü “değişkenler” olur. Kötü biter yani son, ille bir şeyleri yarım bırakırlar. Hani izleyiciye sonraki sezonu merak ettirecekler ya.

Güzel finalle biten dizi finali görmedim ben ülkemizde. Ha gerçi her finali de izlemem ama öyle. Dizilerin geneline bakın bir, hep aynı format. Finaller de benzer olacak tabi (sitcomlar hariç tabi). Güzel finalle biten diziler candır ama. Lan tatile giriyon işte daha ne bunaltıyon bizi? Zaten hayatta tonla sıkıntı var bide siz sıkıyorsunuz milleti.

Evet benim de moralim bozuk gibi ondan böyleyim. Sinirliyken ne diye yazıyorsam buraya. Kendi formatımı sıçırtıyorum.

38

Oblivion’da Fighters Guild görevlerinin hepsini 1 günde bitirdim. 1 tane kaldı onu da sabah yaparım.

Ama çok kolaylardı ya. Yani level 16 olduğumdan mıdır Sneak’im master olduğumdan x3-6 hasar verdiğimden midir nedir artık =P

Neyse hiç değilse 17’ye yükselmeme vesile oldu.

37

Neden x?

Neden x için x!

36

Şarkı sözlerinde falan kendinden bir şeyler bulmak güzel şey aslında. Kendinden bir şey bulmasan da eğer sözün anlamı derin ise benimsiyorsun.

Şarkılarda vokali önceden enstrüman olarak algılayan ben, şimdi şarkı içindeki elemanlardan insanlar üstünde en çok etki bırakanlarının sözler olduğunu düşünür oldum. Mesela enstrümanlar, onları anlayabilen veya dinlemesini bilen daha kısıtlı bir kesime hitap ediyor, sözler ise evrensel.

35

Zamanda yolculuk olayının olacağına pek inanmıyorum. Ha oldu diyelim nolcak? Ben geçmişe gidip hatalarımı mı düzelticem?

Hayır efendim düzeltemem! Çünkü geçmişe gideceğim zaten “geleceğimde” vardı. E zaten var olan bir şey.

Ya da şöyle anlatıyım. Geleceğe gideceğim zaten geleceğimde olduğundan bi mok olmuyo işte anaaa. Düşünürken gayet güzel anlattıydım kendime. Burada olmuyo. Anlayan anladı.

34

Eve geldim, buzlu-muzlu süt falan yapıyım içeyim serinliyeyim dedim. Annem de yeni bardaklar almış, ormanda 2 bardak hacminde. Onlara koymayı planlıyorum. 7-8 buz çıkarttım kaba attım. Baktım süt yok! Hayallerim yıkıldı!

Bari boşa gitmesin buzlar dedim. Evet buzları geri koymaya üşendim eheh… Sonra dedim bari yapayım yinede bir şeyler. Yarım muzla yarım şeftali koydum buzların üstüne. Daldırdım el blenderını öğüttüm. Maden suyuyla mı karıştırsam dedim, denedim olmadı. O haliyle içiyim dedim çok yoğun geldi. Bir dahakine “burada yapılmışı var” olacak. Direk üstüne süt koycam eheh..

33

Atatürk Hastanesinin oralarda ego bileti satan hiçbir yer yok. İyi ki dolmuş varmış bari.

32

Hatırladım akşam ne yazacağımı.

Adana’ya finallere gittiğimde masa saatimi de götürmüştüm odada saat olmuyor diye. Uyuren elim çarptı düşürdüm camı çatladı, sonra bir daha çarptım çatlak büyüdü, üstelik alarmı susturan tuş da bozuldu. Susturmak için alarmı ileri kuruyordum.

Eve geldim tamir edicem. Nasıl olduysa yelkovanı çıkarırken birden fırladı, nereye gittiğini de göremedim. Aradım mamafih bulamadım.

Ben de eski saatime pil aldım. Kol saatime. Çıkarttım içini, hamur silgiye oturttum. Onu kullanıyorum masa saati olarak. Çerçevesini de başka iş için kullancam.

31

Hadi soğumadan çorabını iç.

30

Yatmadan önce unutmadan; Virgins Suicide güzel film. Konu bakımından da güzel oyuncuları bakımından da. Kirsten Dunst oynuyor daha ne olsun?

Güzel film, evet.

Ayrıca bugün bir oturuşta 8, toplamda 10 yazı yazdım, ehi =)

29

Of ne yazacağımı unuttum yine ya. Harbi yazmak istediğim bir şeydi.

Hayır banyoda aklımdaydı odama geldi açtım sayfayı, yok! Sinir oldum. Yatayım bari.

28

Nesnel | (21:20):

lan blogda dışardan bakan biri benim kimliğimle ilgili bişi görebiliyomu?

Nesnel | (21:20):

mail adresi falan

harun (21:21):

ı ıh

harun (21:21):

ben göremedim

Nesnel | (21:21):

iyi bak bi:P

harun (21:21):

cık

Nesnel | (21:22):

yatağın altına da baktın mı?

harun (21:22):

baktım

harun (21:22):

dolabın üstünde de yok

Nesnel | (21:23):

orda ne gezsin zaten lan

harun (21:23):

çekmecede de yok:W

Nesnel | (21:24):

olsa olsa orda olurdu zaten

Nesnel | (21:24):

neyse yok demekki

Not: Gayet ciddiyiz gördüğünüz gibi. Geyik budur. “Geyik Ciddi bir müessesedir!”

Ayrıca hiç oynama da yok benim adımın dışında. Onu değiştirmesem ironik olurdu =)

Birde biliyorum, gözükmüyor hiçbir şey ama log out olup bakmaya da üşendim. Ondan sordum.

27

Uykusuzu aylık cilt olarak mı yoksa haftalık tek olarak mı alsam karar veremedim ya. Cilt daha düzenli, temiz. Diğerleri çok dağınık oluyor ya. Arşivci ruhlu adamım ben. Ha cilt alınca hepsini okumak kasar, ayrıca güncel olayları yazıyorlar/çiziyorlar haftalık okuyunca daha iyi oluyo gibi. Çok kararsız kaldım. Ayrıca da cilt almam yani….

26

Otobüste bir kız gördüm. Tanıdık. Nerden çıkaramadım. O da beni tanıdı, bakışından anladım görmemiş gibi davrandım. Önüme oturdu.

Sorsam bir yerden tanışıyor muyuz diye ki hayatta sormadım kimseye.

Sordum diyelim;

-Pardon tanışıyormuyuz? Liseden falan mı tanıyorum acaba? (yuh cümleye bak)

-Hımm olabilir. Sen de tanıdık geldin bana. Hangi liseydi?

-Bilmem ne lisesi.

-Haa evet! Sen Nil’in arkadaşıydın dimi?

-Aaa evet sen onun sınıfındaydın tamam hatırladım!

-Eee nasılsın?

-İyiyim sen?

-Ben de iyiyim…

-…

-…

(aynı durakta indik bide)

-Hadi görüşürüz

-Görüşürüz (nereye görüşüyon?)

Samimi dilsin niye soruyorsun? Öyle susarsınız işte… Ha samimi olsan zaten hatırlardın sormazdın.

Bu arada pek emin değilim ama hakkaten Nil’in sınıfındandı o kız.

25

Bu gün Liseden arkadaşlarla buluştuk. Gerçi son 1 haftadır nerdeyse her gün buluşuyorlar ben finaller yüzünden gidemiyordum.

Tabu oynadık. Yanımda eski sevgilim oturuyor. Ona başka bir arkadaş anlatıyor; “diyelim sevgilinden ayrıldın…” diye başladı anlatmaya. İçten içe koptum.

Eski sevgilim anlatıyor; “ Diyelim biri bana yalan söyledi…” (Bkz: 6) Bu sefer Ozan’la birlikte göz göze gelip sessizce koptuk! =)

Bu arada eski sevgilim hakkında yazmak isterim aslında ama yazamam ki. Nedenin bilmiyorum ama yazamam. Hem yazmaya kalksam 4 yılın hangi bir yerini yazayım? Küçük bile yazamam herhalde…

24

Msn’de kişisel iletiye dostlar alışverişte görsün hesabı manidar iletiler yazmaktan da yazandan da haz etmem açıkcası. Olayı hep bir başkasına, üstelik onun anlamayacağı bir şekilde oraya yazmak nedir ki?

Ha ben de yapmadım değil. Ama tiksindim yahu. Hem artık oraya yazacağımı buraya yazıyorum. Yine birçok insanın okuma olasılığı var. Ama listemden şuan sadece Harun biliyor burayı. Diğerlerinin de öğrenebileceği ihtimali %1 bile değil.

Hemide buraya daha uzun uzun yazabiliyorum. Mesela burada anlatmak istediklerimi iletime yazdım diyelim; “İletisine dostlar alışverişte görsün hesabı manidar iletiler yazmaktan da yazandan da haz etmem açıkcası”. E noldu? Millet bana sövdü, bu ne tezat dedi. Değil mi? Yaa…

23

Sayfamın rengi odamın rengiyle neredeyse aynı. Ona göre seçtim ehe…

22

Buruşmuş, yumuşamış yeşil erik kabul edilemez!

21

Ozan diye bir arkadaşım var. Lise 1 den beri tanırım. En uzun süreli arkadaşlarımdan biridir. Geyik adamdır, sürekli benle dalga geçer falan.

Üniversiteye girdi, birden değişti adam. Ciddileşti mantıklı mantıklı konuşur oldu.

Bugün lisedeki arkadaşlarla buluştuk falan. Bir ara yalnız kaldık Ozanla. Meğer ne dertleri varmış, adam “en asil duygunun” adamıymış. O anlattı ben dinledim, ben anlattım o doğru düzgün anlatmama müsaade etmedi konuştu sürekli, dinlemedi de pek. Ben de pek birşey söyleyemedim ki durumuna. Kız karıştırmış da karıştırmış olayı.

Bu arada biliyorum burayı okuyamayacaksın ama önceden kalbini kırdım biliyorum anlayış göstersen de affetmiş gibi gözüksen de kırıldın biliyorum lan ben seni. Özür dilerim lan. Valla bak…

20

Kendi kendini kandırabilme ikna edebilme konusunda kendi içimde doktora yapabilcek bir insanım.

19

Fark ettiniz mi peçete kokusu çok garip aslında.

18

Sırıtıyorum bazen salak gibi, tasasız gibi… Ama öyle değil, hiç değil. Delilerin neden güldüğünü anlıyorum. Bir tek gülmek güzel. Gülünce kafanı dağıtıyorsun. Bilerek de gülmüyorum.

Öf ya kendim ifade edemiyorum, saçmalıyorum bazen de böyle. Anlatmak istediğimi de anlatamadım ki şimdi. Neyse…

17

Oblivion oynuyorum. Allies of Bruma görevinde Bruma’nın dışında koca bi kapı açılacak yardım için tüm şehirlerin kontları kontesleriyle konuştum “yardım lazım abi adam gönderebilir misiniz” diye. Nerdeyse hepsi “yok be abi zaten bizim şehrin yanında da kapı açıldı sana adam göndersem ben napacam sora? Ha ama kapıyı kapatırsan bakarız.” dediler. Üşenmedim kapadım hepsini. Sonra savaş zamanı üşenmedim saydım, saydım ama hatırlamıyorum şuan tam sayıyı ehehe. Neyse işte 20 kişi bile yoktuk lan! 7 şehir den 20 adam çıkaramamışlar koduklarım. Tüm işi ben yaptım nerdeyse. Sonra gittim bide büyük kapıyı kapadım.

Ha bu arada savaş sırasında bizimkilere vurursam “some one be murdered” diye cingar çıkardılar aldırmadım. Kapıyı kapatıp döndüğümde kızgın kızgın bakıyolar bana. Sinirlendim “ben olmasam napacağdınız lan” diye! Sonra şehre bi girdim demesinlermi bana “yasaları çiğnedin zart zurt ya paran ya canın” diye. Oturdum baştan oynadım.

Hayır oyunda bunu da düşünselermiş. Madem rol yapma oyunu, sadece grafiklere değil mantığa da dikkat etseymişsiniz be yav.

Ama Obli candır =)

16

Flickr’da Aphotic Aura diye biri var. Takip ediyorum fotoğraflarını. Kendi model olur, kendi çeker, kendi düzenler, gayet de güzel yapar, kendine özgü yönleri vardır.

Ama portrelerinde hep aynı yüz ifadesi, nerdeyse hep aynı saç şekli falan… Hayır en iyi çalışmaları da portreleri bence.

Düşündüm de nasıl bir insan bu? Yani normal hayatta? Neşelimidir, “senin benim gibi”midir yoksa fotoğraflarındaki gibi midir? Merak ettim bir an.

Ha ama pek öğrenmek de istemem aslında. Zevk veriyor fotoğrafları büyüsü kaçmasın. =)

www.flickr.com/photos/aphotic_aura/

15

Mutsuzluk kategorisi açsam mesela… Umut SARIKAYA kadar güzel bulabilirmiyim mutsuzluk hallerini? Yok..

14

Msn’de çok hızlı ileti değiştirir oldum. 5 dakikası dolmadan değiştiriyorum.

Oraya yazdıklarımı da genelde buraya yazıyorum. Ama burada açıklamaları var.

13

"Wtf" kadar güzel bi kısaltma yok aslında. Akla ilk gelen şey doğru olan şey oluyor. Benim öyle olduydu en şahsen.

12

3D modelleme çalışasım var. Çok ilginç. Halbuki hiç alakam yoktur…

11

Aslında karpuz suyu kadar ferahlatan bişey yok. Yani nasıl diyim şeker oranı kendine has, tadı falan… Suyunu çıkarıp bardakla denemedim ama güzel olur kesin…

10

İnsan neden hep geçmişini özler? Geleceğini bilmediği için.

Geleceğinin daha güzel olacağını bilseydi? Yüzüne bile bakmazdı geçmişin.

Geleceğinin daha kötü olacağını bilseydi? Geçmişteki hiçbir şeyi unutmamaya çalışırdı, geçmişle yatıp kalkardı.

Peki ya insan geleceğini neden “özler”? Bence geçmişini bildiği için. Bilip ona göre davranacağı için.

9

Aklıma gelenler neden aklımda kalmıyor ki? Bugün aklıma gelenleri yazayım diye oturuyorum, yok! Çabuk unutuyorum. Not almayı da denedim pek sevmedim… Artık ne kaldıysa…

8

Yatağım kadar güzel bir şey yok. Bazen ama…

Bazen yüzüne bile bakmam yatar üstüne uyurum, ilgilenmem.

Bazen yatmaktan zevk alırım yatağımla birlikte uyurum, candır.

7

Merak ediyorum Ankara'lılar!
Kırlangıç gördünüz mü hiç yakından? Önünüzden geçti mi hiç? Başınızı yukarı kaldırdığınızda tesadüfen gördüğünüzde dahi dikkatinizi çekmedi mi o güzel hayvanlar?
Ben farkındaydım takip ediyordum hareketlerini, Adana'ya geldim önümden geçtiler, uçuşlarını daha iyi izleyebildim. Daha da sevdim hayvanları! Yirim len çok datlılar =)

Not: Daha sonra uzun uzun yazıcam kırlangıçlar hakkında.

6

Aklıma gedikçe sinir oluyorum lan size! Empati yeteneğimi, insanlara yardım etme zevkimi körelttiniz!

Evet sen, o sözlükten tanıdığım, İzmir'deki insan!
... ve senin benzerin olan arkadaşımın eski sevgilisi evet o İstanul'daki! Sende öylesin lan! Çürüttün çocuğu resmen, insan sevgisin, hayallerini yıktın lan! Döverim lan sizi!!! İkiniz de aynı türsünüz; konuşma şekliniz, insanı kendine bağlama şekliniz... aynı hep... Benziyorsunuz da lan birbirinize!

Sen, İzmir'li! Konuşmayacaktım artık senle, sora mesaj attın “naber hiç sesin çıkmıyo” diye! Sesi çıkmayan sendin lan! Dövesim geldiydi, laf da soktuydum o an. Sonra yine affettirdin kendini... Ama sonra? Yine aynısı! Hasta mısın kızım sen? Ne biçim insansın? Senin yüzünden sevgilime yalan söylemek zorunda kaldıydım, hala da itiraf edemedim bir türlü, o da vicdanımı rahatsız ediyor ya! En çok koyan da empati duygumu köreltmen! Senin dertlerini dinleyim çözeyim yardımcı olayım diye insanlara yardım etmekten soğudum lan! En son mesajında da bir güzel terslemiştim seni, çok rahatladıydım...

Sonra sen, İstanbul'lu! Kızım tiyatrocu olmuşsun, bir sürü birincilik ödülü var ama insan olamamışsın hala! Bir insana yapılır mı lan böyle şeyler? Çocuk seni için neler yaptı, çalıştı para biriktirdi elleri haşat oldu yine de yanına geldi! Hayalleri vardı gelecekte senle ilgili, skip attın hepsini afedersin! Sevdiydim kız seni, çok kafaydın, kimseyle yapamadığım geyiği senle yapıyordum ama o çocuğa yaptıklarından sonra soğudum! Yine insanlardan tiksindirdiniz beni! Hayır sizin ayrılmamanız için de çok uğraştım yine yardım duygum köreldi sayende lan! Senden sonra o çocuk ne hale geldi bilmiyorsun, ayrıldığınızda yanıma geldiğinde ne haldeydi bilmiyorsun! Ama o kadar hayallerden sonra birden soğumak ne demek? başka birini buldum demek! Sen ne kadar inkar etsen de hepimiz öyle düşündük kızım! O çocuk yine fedakarlık edip sana fotoğraf makinesi aldı lan! Sen naptın? Yeni sevgilinle fotoğraflarınızı çektin onla! Ne biçim insanmışsın lan sen?

Hayır sevimlisiniz de lan! Bana koyan bu! Nasıl böyle dışardan insan gözükenler böyle olabiliyor? Bir de o çocuk seninle ilgili herşeyi sana geri gönderdi, ya sen? Yemedi mi o makineyi göndermek? Ne diyeyim ya size? Nasıl bir insanımsı türmüşsünüz?

Islak meşe odunuyla kız mız demeden belinize belinize vursam, dövsem sizi aşırıya kaçmış olmam bence! Sizin yüzünüzden böyle bir insan oldum ya...

Düzenleme: Yalan falan söylememişim. Yalan söyledim diye hatırlıyormuşum. Nasıl bir kısa devre yaptıysam artık.

5

Neden bilmiyorum ama How I Met Your Mother kadar kendimi bulduğum başka bir dizi yok.

4

Aşk şarkıları olmasaydı insanlar ne yapardı merak ediyorum.

3

İdda ediyorum insanlar sevdiğinden ayrılınca en çok “neden” diye sorarlar ve cevabı bulunca “keşke” deyip dururlar.

2

Bu aralar rüyalarım güzel aslında. Bugün birini gördüm, yüzünü ve ses tonunu hala hatırlıyorum ama tanımadığım biri. Şaşkın uyandım biraz...

1

-Beyin boşaltmak için aklıma ne geldiyse not alıp sonra buraya geçiriyorum. Format olarak temelde böyle ama pek kısıtlama yapmıyorum kendime.

-Aslında 2., 3. veya x'inci kişilerin okuyup okumaması pek de umurumda olmayarak başlamıştım ama takipçiler artmaya başlayınca olmuyor tabi böyle. Yinede genel olarak kendim için yazıyorum, eğleniyorum kendi kendime =)

-En önemli olay benim için gizlilik. Beni tanıyan insanların burayı okumasını istiyorsam o kişileri ben seçiyorum, ha tanımıyorlarsa isteyen okusun =) Çünkü beni tanıyan herhangi bir insan burayı okursa gizlilik ortadan kaktığı için eskisi gibi yazabileceğimi sanmıyorum.

-Her 50 yazıda bir blogla ilgili şeyler yazıyorum. Mesela Takip etmeye başlayan yeni insanlar, blogda neleri değiştirdim, geliştirdim gibi.

-Ayrıca blogcu’dan buraya yazıları geçirirken kopyala/yapıştır yaparak geçirdiğim için ilk yazıların tarihleri hükümsüzdür =)