669

Bir gün, odaya kapanıp başından beri hatırladığım tüm anılarımı yazmaya başlıycam.

668

Pastasız doğum günü, hep istediğim şeyleri hediye olarak alınmak, sevgilinin Ankara’ya gelmesi, gezi evi, kültür şokuna sokan playlist, lunaparkta dehşet, dört kedili ev, yorgunluk, dikmen vadisi, yeni sarmaşık, daha çok yorgunluk, sinirlen, affet, sinirlen, affet, sinirlen, üzül, sinirlen, üzül, sinirlen, sinirlen, sevgiliyi yolcu ederken sinir ve üzüntüden dişleri sıkma kıvamına gel...
Sonu böyle bitmeseydi belki de en güzel doğum günüm diyebilirdim.

667

Yarın doğum günüm, sevdicek geliyor!

666

Depresyona mı girdim anlayamıyorum bile.

665

Bugünün 12 kasım (november 12, 1955) olması ve benim bundan tamamen habersiz Back To The Future serisini indirip izlememe ne diyeceksin? Onu geç tarihi film bittikten sonra anladım lan.

664

Artık film izlerken yalnız hissetmiyorum, çünkü birlikte izleyeceğimiz filmleri seçmek için izliyorum. Her ne kadar yakın zamanda izleyemeyecek olsak da…

663

Şu aralar girdiğim tekrar sınıfları yaklaşık 70 kişilik, sınıfın tavanı alçak ve pencerelerden doğru düzgün hava girmediği gibi ders aralarında sınıfın yarısı içerde oturmaya devam ediyor. “Ulan insan beyni oksijenle çalışıyor sktrin çıkın dışarı biraz havalansın sınıf” demek istiyorum hep. Dışarı çıkanlar da sigara içiyor ha. Geçen gün yine böyle kalabalıktı, dışarı çıkmıştım, döndüğümde içerisi katalitik soba yakılan oda gibi kokuyordu. Resmen karbondioksit kokusu aldım lan!

Not: Karbondioksit kokmaz.

662

Otobüste birinin elinde lisedeyken özetini çıkardığım Ölü Canları gördüm. Konusunu hatırlamaya çalıştım, hatırlayamadım. Yalnız Taras Bulba’nın konusunu hatırlıyorum bak…

661

Otobüste dolmuşta alo demeden telefonla konuşmaya başlayanlar birden geriyor ortamı. Hele ki eğer bağırarak konuşuyorsa insanlar o sessizlikte “noluyor lan” diye geriliyor, dolmuşçu inecek var zannediyor bir an. Ben aslında sevmiyorum öyle alo demeyi falan, direk konuşmaya başlamak istiyorum hep ama otobüste de yapılmaz ki lan.

660

Böyle duraklarda otobüsün nerede olduğunu, kaç dakikaya geleceğini gösteren bir sistem olmasını hayal ediyorum. En azından son otobüs kaç dakika önce geçmiş onu bilmek istiyorum. Ne zaman geleceğini bilmediğinden çok sıkıcı oluyor beklemek.

659

Bir şeyi inceleyerek nasıl çalıştığını anlamaktan aldığım zevki hiçbir şeyden almadım. Sırf bu yüzden oyuncaklarımla daha fazla oynamak yerine onları parçalamayı tercih ettim.

658

Keşke elimde bir G3 mermisi olsa da küçükken yaptığım gibi anahtar boşluğuna sokup çekirdeğini çıkarsam, barutunu çizgi gibi döküp yanışını izlesem… Çok özledim lan!

657

Çocuğuma, gece normal hikayelerin dışında Tolkien de okuycam ben.

656

Birazdan kalkıp kursa gidicem, hiç istemiyorum. Gece erken yatmama rağmen sabah yataktan da kalkmak istemedim. Böyle zamanlarda dondursak kendimizi, sonra uyandığımızda tüm sıkıntılarımız bitmiş olsa, bi’ sürü şey yapmak için yerimizde duramasak… Ne fantastik olurdu lan.

Yazı yazmayı da özlemiştim ama yazamıyordum, hiç değilse artık yazabiliyorum.