791

Lan olum! Önce senin için o yönde bir şey düşünmüyorum gibi "friendzone" muhabbetleri çevirip sonra ben aşık oldum demek nedir ya? Yemin ederim düzgün insana denk gelemiyorum. Arkadaş olayım, normal muhabbet edeyim dediklerim bile 1-2 aya bu yüzlerini göstermeye başlıyor. Hayır nerede yanlış yapıyorum da böyleleriyle karşılaşıyorum onu da anlamıyorum ki. Kınamak da istemiyorum sonra benim başıma geliyor aynısı ama cidden bu nedir ya. Şaka diye kıvırması bile yetmedi tüm keyfim kaçtı be.

790

Şaka maka ben “hoşlandığı kızın yanında aptallaşan adam” olmuşum ya lan! Normalde ilişki içindeyken etrafımdakileri görmem ama şimdi çıktım ve kafamı temizleyip kendime gelince etrafımdakilerin farkına vardım. Vardım varmasına da arkadaş herkesin mi sevgilisi olur lan! Bak 100 kişilik şirket diyelim, 30 tanesi erkektir ve ben bunu diyebiliyorum, düşün artık. Zaten iş dışında sosyal hayatım yok denecek kadar az. Bir de bunun üstüne hoşlandıklarımın çoğunun zaten sevgilisi var veya bana göre değiller. Pazardan mal seçermiş gibi çirkin oldu böyle diyince de.

Önceki deneyimlerimden aldığım derslerden sonra zaten sevgilisi olanla muhabbetten kaçıyorum ben. Böyle diyince de Scrubs’ın bir bölümünde JD’nin yüzük takan kadınları görmediğini fark ettiği bir bölüm vardı o geliyor aklıma sürekli. Ben de eğer sevgilisi olduğunu öğrendiysem anında siliyorum kızı, anca merhaba merhaba.

En son ilk gördüğüm andan beri çok tanıdık gelen birisi vardı. Sessiz sakin bir şey bu ya derken aslında nasıl eğlenceli olduğunu gördüm. Üstüne sevgilisinden ayrıldığını öğrendikten beri her gördüğümde ne yapacağımı şaşırıyorum arkadaş ya. Her zamanki gibi akışına bırakıcam da ne zaman aynı ortama girsek mallaşıyorum ona bir şey yapmak lazım işte.

789

Bir aya yakın bir süredir friendzone savaşı içindeyim ve sanırım ben kazandım. Karşı taraf gerçekten ne düşünüyor, geyiğine mi yapıyor net şekilde anlayamıyorum, o yönden özürlüyüm zaten, ama benim düşüncem arkadaşlıktan öteye hiç gidemedi, gitmesini de pek istemedim sanırım. Neyse, aralıklarla süren karşılıklı en “friendzone”a yollama ataklarından sonra son sözü ben söylediğimden kendimi kazanan ilan ediyorum, utanmadan.

Her ne kadar işyerinde arkamızdan “iyice yakınlaştı bunlar, ikisinin de sevgilisi yok zaten” diye dedikodular çıksa da hayatım boyunca olduğu gibi iyi anlaştığım insanlarla olaylar ilerliyor ve sonunda hepsini kaybediyorum, tekrar aynı şeyleri yapmaya hiç niyetim yok.

Ancak şöyle bir durum var, onun departmanından başka birine çok fena olmasa da baya bir kafayı takmış durumdayım ve bu savaştan sonra hala “çok yalnızım” demesi yüzünden falan yardım da isteyemiyorum. Normalde zaten istemem de aynı ortama girmek zor oluyor asıl sorun bu işte.

788

Bazen garip ruh hallerine giriyorum. Depresyon gibi desem değil, daha çok bunaltı gibi hissettiriyor. Böyle yapılacak bir şeyler varmış da yapamıyormuşum veya üşeniyormuşum gibi. Ancak bunun asıl adı heyecan sanırım. Sürekli bir heyecan hali, bir şeyler yapmam gerekiyormuş hissi… Dışım sakinken içimde hiperaktif bebeler tepiniyor adeta.

Bunu tetikleyen bazen bir film oluyor, bazen bir insan oluyor… net bir şey yok sanırım. Ancak ne kadar heyecanlandırırsa heyecanlandırsın sonucunda bir şey çıkaramadığımdan bu bunaltı hissi çıkıyor meydana ve en çok etkili olan bu his maalesef.

Resmen kafan kabarmış, dışın çömelmiş gibi oluyorum böyle zamanlarımda ama yine de sürekli bir şey hissetme halinde olduğumdan iyi sanki?