235

Lubitel'imle çektiğim fotoğraflar tamamen içgüdüsel. Bir ara şema kullanarak alan derinliğini ayarlıyorum ama onu da bıraktım. Sonuçlar temiz çıkmasa makineyi kullanmaktan tırsarım zaten =)

234

Lost'un 2 sezonunu ardı ardına izledim rüyalarıma girmeye başladı. İyiki ilk 2 sezonu izlemiştim önceden yoksa daha feci olacaktı benim için. 4.yü bitirir bitirmez 5 başladı ilk 2 bölümü de çat diye izledim hemen, oh mis.

Yalnız gayet yüzeysel izliyorum ha. Neden rüyama giriyor onu da bilmiyorum. Hiç öyle teorilerle alakadar değilim ki zaten kendi teorilerim cuk diye tutuyor =P

Senaryosunun değil de kurgusunun hastasıyam be! Ayrıca Desmond'un aksanına da hastayım ki eheheh...

233

Hemstırım olunca adını "whee" koyacam. Kedim olunca kediş, lan, şşş, kedi, falan diyicem ad koymayacam =) Ha belki tipine göre bir şey bakarım eheh...

232

Yılbaşı gecesi kendi yazılarımı okudum baştan sona, kaşık kaşık nar yedim, msn'de 1-2 kişiyle konuşup aynı anda da ablamla birlikte tv izledim. Gayet eğlenceliydi bence.

Özellikle kendi yazılarımı okumak süperdi beee! Sadece kendi güleceğim espriler yapıyordum eskiden ilerde okuyunca sadece ben gülerim diye, hakkaten yarıla yarıla okuduğum yazılar vardı be, çok keyif aldım.

Ayrıca evet yılbaşında yaptıklarımı şimdi yazıyorum =P

231

Beni tatmin edecek türde müzik bulamıyorum artik.

230

Tuvalet kağıdında neden koala desenli baskı var?

229

Ankara'da olduğum sırada içimde nedensiz bir heyecan vardı. Ertesi gün arkadaşlarla buluşacağım için falan sanıyordum. Rüyamda da onları görmüştüm çünkü. Onlardan ayrılıp durağa yürürken fark ettimde mutluyum lan ben!

Kafam o kadar rahat ki. Geçen sene bu zamanlardaki gibi ilişkimizi devam ettirmek için kasmak zorunda olduğum sevgilim yok, cins cins arkadaşlarım var ki hepisi süpersonik eğlenceli insanlar, ÖSS yok, KPSS'de bir yere yerleşemeyip bir süre daha Ankara'da kalıcam falan... Çoğu ironik ama mutluyum be =)

228

Ham meyve tadı çok ilginç. Mesela ağaçta yetişen tüm meyvelerdeki o ham tat benzerdir. Küçükken o kadar çok yedim ki adeta ham meyve gurmesi gibi görüyorum kendimi.

227

Kış ortasında bahar havasının hastasıyam!

226

Ceren doğum günüme gelmemişti, neden gelemedin falan diye aramıştım ulaşamamıştım da. Meğersem evden çıkamamış yavrucak, msn'de "buluşalım da hediyeni vereyim hem" dediydi.

Buluştuk, kitap alması gerekiyormuş, aradık mamafih bulamadık, sonra da Arkhe'ye oturduk. Yımırta almış bana. Hani içinde fasulyemsi bir tohum var suluyorsun o üstünden çıkıyor falan. Sohbet ederken "stopmotion yapcam ben" dedim "ohaaa harbi miii" dedi, oh be nihayet ne olduğunu bilen birini buldum diye sevindim baya, nasıl olsun falan diye konuştuk sonra lan gel şimdi yapak öylesine diye yımırtalarla yaptık 2 tane.

Çıkınca da ayıcıklı jelibon falan aldım daha özenle bir şeyler yapmak için de sonradan bizimkilerle hepisini yidik ehehe...


225

Genelde vücudumu monoton olarak kullandığım işleri yaparken daha iyi düşünüyorum. Mesela yürümek, banyo yapmak falan. Bunları yaparken vücudunu nasıl kullanacağını düşünmezsin, ayrı bir canlıymış gibi dokunarak kas hafızasıyla hareket eder, beyin de kendi işine bakar. Trans hali gibi. Benim de aklıma ne gelirse o zaman geliyor. Eskiden aynı yolu çok yürürdüm, o zamanki yazılar birbirine çok benziyor. Çok seviyorum o yazılarımı... İstiyorum ki hep öyle işler yapayım da öyle düşüncelere yer olsun beynimde...

224

Öylesine girdiğin mağazada "hoşgeldiniz" diyen reyon görevlisine karşılık verip vermemekte kararsız kalmak, sevmiyorum.

223

Ayasofya'nın kokusu var ya hani, böyle mentolümsü bir koku, işte o kokuya bayılıyorum!

222

Eski fotoğraflara bakıp, adını bırak kendisini bile hatırlamadığım sınıf arkadaşlarım ne yapıyor diye merak ediyorum. Acaba hiç karşılaşmış mıyızdır, sokakta yürürken yanımızdan geçmiş miyizdir?

221

Çorabı el bombası gibi kullanmayan çocuk çocuk değildir!

220

Müziksiz veya televizyonsuz yemek yemeyi sevmiyorum. Kendimin veya başkasının ağız şapırtısını çekmek zorunda değilim...

219

Çok kötü. Ne zaman savaş başlasa haber kanalları çatıdan şehrin bombalanması olası yerlerini canlı olarak göstermeye başlıyor. Havada bir nokta var, kamera zoom yapıyor, nefesini tutup "uçak mı o" diye düşünürken şehrin ışıklarına doğru indiğini, ışığı, şok dalgasını, alevleri gördükten sonra kalpteki o tarif edilmez acı...

Birkaç yıl önce Irak savası başladığında ailecek göz yaşları içinde düşen bombaları, ya tutarsa diye ateşlenen uçak savar mermilerini izlerken fark edememiştim; karanlığın içinde yayılan bir tek şok dalgasının kaç hayatı söndürdüğünü gözümde canlandırdığım an, şimdi farkındayım...

Ölmeden önce Amerika ve İsrail'in çöktüğünü, süründüğünü, parçalandığını, görmek istiyorum! Gerçekten istiyorum lan...