352

İnternette bir sürü atom bombası denemesi videosu var ancak izlediklerimin hiçbirinde patlamanın sesini duyduğumu hatırlamıyorum, anca görüntü var emilim.

351

Dolmuşa binince cam kenarına oturup o camı kapatan insanlara NŞA’da sorgusuz sualsiz “budaklı meşe odunu” uygulanmalı.

350

Hee tamam şimdi 350. yazı olmuş. Bu 50. yazıları yazmak çok kolay ama nedense bekletiyorum, ondan sonra yazılacaklar da kuyruk oluşturuyor be. Bir de yazasım geliyor böyle sırada bekleyen yazı olunca. Hep geride bir tanesini tutarsam her gün bir yazı yazar mıyım ki? O değil 1 sene önce blogu ilk açtığım zamanlar içimde birikenlerin etkisiyle günde 20 yazı yazdığım oluyordu lan. Tamam sıktım ama baya abartık bi sayıydı yani. Şimdi arşivi güne ayarlayıp bakacak değilim…

Tamam lan baktım şimdi, günde değil ayda 20 imiş o. Zaten günde 20 yazı ne lan höh. Tabi 1 yıl öncesini hatırlamak zor. Ancak ağustos ayında 67 yazı yazmışım lan. Hayvan gibi yazmışım hakikaten. Gerçi çoğu tek cümlelik olanlardan ama hepsi ayrı şeyi anlatıyor olm ehehe… Böyle ikide bir 1 yıl deyip duruyorum ama hava atarmış gibi oluyor. Yapmam öyle şey. Yapacak olsaydım tam yıl dönümünü takip ederdim…


… neyse işte dedim olm ben de temayı değiştireceğime Blogger’ı bırakıp Wordpress’e neyim taşınırım ki, dört oda bi salon, ferah ferah oh. Hem duvarları da beyaza boyarım falan, he?


Edit: Lan o değil de zaten ayda 20 yazı yazıyormuşum ki. Eskisi yenisi yokmuş. Ne biliyim lan ben. Yazarım, döner götümü uyurum.

349

Şaka maka Metallica İstanbul konserinden bu yana tam 1 yıl geçmiş. Seneye de gelsinler lan!

O değil blogu açalı 1 yılı geçmiş ya lan, şimdi fark ettim bak eheh…

248

İçim dışım vampir oldu. Önceki Masquerade oyunundakilerle Vampire the dark ages oynamaya başladık, Moonlight’ı televizyondan takip ediyordum zaten, True Blood’u da yeni izlemeye başladım. Hayırlısı…

347

Hamster neyse de kirpi ve saksağan beslemek istiyorum.

346

İnsan ne garip lan, bebekken konuşmayı kendi kendine öğreniyor. O komplike dudak, dil hareketlerini yaparken verilecek nefesi ayarlamak falan…

345

4 tane eleman Rock’n Coke’un sponsoru Vodafone olduğundan “Vodafone bize sponsor ol” diye kampanya başlatmış. İstekleri yerine gelene kadar her gün gönüllü olarak reklam yapıyorlar falan. Videolarına çok güldüm lan, eheh.

Vodafone, bu adamların yaptıklarını görüp de koskoca ana sponsor halinle 4 bilet ayıramazsan topsun olm! Ha bunlara kıyak geçersek başkaları da ister diyorsan ki kesin böyle diyorsun, al bunları içerde de reklam yaparlar seve seve. Ya da yapmazlar lan ne biliyim eheh.

Facebook grupları
Twitterları
Friendfeedleri

Edit: Eheh muradlarına ermiş elemanlar. Seneye aynı stratejiye başvuruan bisürü adam türeyince vodafone veya diğer şirketler napacak acep.

344

50mm’yi aldıktan sonra çektiğim fotoğrafları sonra düzenleyip yayınlarım diye biriktirdim hep. Sıkıntıdan bari birikmiş fotoğraflarımı düzenliyim diye açtım arşivi, bi bok yok. Tabi olmaz lan! Dışarı çıkınca hep aynı yerlerde dolanıyorum, aynı arka planlar aynı insanlar hep. Aynı kareyi ikinci kez çekmem ben, niye çekiyim ki lan. Böyle olunca da içime sinen hiçbir şey çıkmıyor tabi. Ayrıca lensin ekmeğini benden çok arkadaşlar yiyor ha…

343

Ekşi de kedi yavrusunu döverek öldüren çocuk başlığı altında “bunu yapan insan olamaz” tadında çokça şey yazılmış. Yıllardan beri ilk kez yazar olaydım da ben de yazayım şuraya istedim.

Uzun zamandır bunu yazmayı da düşünüyordum aslında; evet ben de döverek kedi öldüren çocuklardanım. Karamürsel’deyiz, 5 yaşındayım böyle sokağa falan yeni çıkmaya başlamışım. Sokak dediğim de lojmanın bahçesi. Kömürlükte kedi yavrusu gördüm, daha önce hiç kedi gördüğümü de hatırlamıyorum, yavaş yavaş yaklaştım sevmek için ama o hem tısladı hem elimi cırmaladı! 5 yaşındasın ve ilk gördüğün kediyi sevmek için uzandığında sana zarar veriyor. Ayrıca hep miyavladığı öğretilen kedinin tıslamasıyla baya şaşırmıştım. Ordan uzun bir sopa buldum onunla dürttüm, vurdum “sen beni nasıl cırmalarsın ben sana zarar vermiycektim ki, al sana al sana” diye, mantığa gel. Lan ne bekliyosun zaten 5 yaşındaki çocuktan? Ne merhamet duygun, ne mantığın, ne başka bir şeyin gelişmemiş, en içgüdüsel şekilde hakeret ediyorsun. He yok aileler suçlu yok iyi eğitemiyorlar falan diyenler eminim sokağa pek çıkmamıştır küçükken. Zira sokağa çıkan her insan yavrusu elbet böyle bir olaya karışır. Herkesin en azından bir böceği “enee negüzel çıtırdıyo lan” diye “zevk alarak” veya “düşünmeden” öldürmüşlüğü vardır.

Sonra bir an durdum, kedişin haline bakıp “napıyorum lan ben” diyip eve kaçtım. Öldürüp öldürmediğimi bilmiyorum ama baya bi hırpalamıştım. Bizimkilere hemen anlattığımı sanmıyorum çünkü birkaç yıl sonra anlattığımda haliyle şaşırıp kızmışlardı. Bu olaydan sonra akıllandım tabi. Neymiş? Seni cırmalayanı öldürmek yokmuş, aferim. Yıllar boyunca ne zaman aklıma gelse vicdanım sızlar ama lan. Şimdi en sevdiğin hayvan ne sorusuna düşünmeden kedi diyorum.

Ben bu 5 yaşında el bombasıyla oynarken havaya atıp kafama da düşürdüm, kreşten bir kızla İstanbul’a kaçma hayali de kurdum, yaşıma göre çok ekşın dolu bir yıldı eheh.

342

Karşıma çıkan blog yazarlarının %80’inden fazlası İstanbullu. İnternetten tanıştığım arkadaşlarımın da %80’i İstanbullu. Ne yorum yapsam bilemedim…

341

Damacana maden suyu çıkartsalar alırım.

340

Ben 5 yaşındayken babam anneme yeni süpürge makinesi hediye etmişti. Hayatımda yaşadığım ilk canlı sürpriz olayıydı hatta. Annem süpürge yaparken makinenin arkasından sıcak hava çıktığını keşfetmiştim, dibinde durup ayaklarımı ısıtırdım. 16 yıldır ne zaman annem süpürge yapsa salak gibi sırıtarak ayaklarımı ısıtıyorum, çok zevkli lan.

339

Ayakkabımı bağlarken ellerime dikkat ettim de, ne kadar komplike hareket ediyorlar lan.

338

Küçükken yapacak bir şey bulamayınca boş dükkanların camlarına yapıştırılan gazeteleri okumak zevkliydi.

337

Ayrı ayrı iki kişiye de buluşalım dedim. birinin başkasına sözü varmış, değeri de çıkmaya üşendi, başka birine de ulaşamadım. Öyle evde kaldım evde, oyun oynuyorum falan. Sonra biri “Ice Age 3’e gidek lan, 3d hemde” dedi, olur dedim ama diğerine birlikte gidelim lan demeyi düşünüyordum o yüzden onu aradım “geliyon mu? Hee gel lan, koş, çabuk bak sonra gidemen” diye gaza getirdim. Beş dakika içinde işler tamamen tersine döndü, çok garipti.

Tabi sinemaya varıncaya kadar yer kalmamış, başka filme girdik, o da güzeldi güldük falan. Çıkışında da cumartesi ice age’e bilet aldık, oh bebek.