313

Hep imrenerek baktığım, hayalini kurduğum dijital slr makinelerden birisine 2-3 ay önce sahip oldum ancak şimdi çok büyük çelişkilerle boğuşur oldum. Analog slr kullanmış insan bilir, makineye yeni film takmak, en son makaradan çıkacak fotoğrafları daha kareyi çeker çekmez merak etmeye başlamak, filmlerin kendine has tonları, kokusu, makinenin metalinin soğukluğu, ağırlığı, sesi mükemmel şeylerdir, yaşamayan bilemez. İtiraf etmeliyim ki şimdiki aklım olsa dslr yerine ne yapar eder temiz bir tane Canon A-1 bulup alırdım.

Beni asıl çelişkiye sürükleyen eğer elimde aynı anda hem analog hem de dijital varsa filmi bitene kadar analogu kullanıyorum çünkü o daha çok zevk veriyor bana. 36’lık film de sanılanın aksine hemen bitmez. Fotoğrafı düşünerek çekmelisin, baktığın kadraj içine siniyorsa, tek bir film karesini o kadraj uğruna feda etmeye gönlün elveriyorsa basmalısın deklanşöre. Tüm filmi dandirik karelere harcayıp süper bir kare gördüğünde çekemeyince çok pis koyar yoksa.

Bir de fotoğrafı beyine çekmek vardır ki en çok zevki veren şey odur. Kareyi görürsün, makineyi kaldırıp vizörden bakarsın, pozu ayarlarsın ancak ya filmin yoktur ya da kareyi çekmeye değer görmezsin, deklanşöre beyninde basarsın. O çektiğin kare gerçekten çekmiş kadar zevk verir insana çünkü hem film harcamamışsındır hem de o kareyi sadece sen görürsün, hatırlarsın…

Şimdi dslr’a 50mm lens alınca da hala zevk alamıyorsam ona daha fazla masraf yapmadan slr almayı düşünüyorum. Fotoğraf zevk işidir, neden bana zevk vermeyen makineyi kullanayım ki? Ha yine yanımda taşırım film harcamaya kıyamadığım şeyleri çekerim falan ehehe…


Yazılarımda şimdiye kadar kimseye seslenmedim ama şimdi bu yazıyı okuyan, fotoğrafçı olan, olmayan insanlara sesleniyorum:
Eğer hala analog slr kullanmamışsanız bir an önce kullanmaya bakınız. “Kullanamam ben, karışıktır onlar bikbik” diye düşünüyorsanız, hiç de değiller efendim azcık kasarsanız gayet kolay kavrarsınız. Alışana kadar en fazla bir iki makaranız boşa gider.
En güzeli bir tane çalışır olduğundan emin olduğunuz Zenit bulun, hem daş gibi makinedir hem çoğunun pozometresi çalışmaz kendiniz hesaplarsınız pozu feci zevk verir. Ha ama daha iyisini bulabilirseniz onu alın tabi. Makine metal kasalı olsun ama ha. Metal iyidir, ağırdır, candır eheh… Bulamazsanız mail atın Ankara’da bulabileceğiniz yerleri söyleyeyim. Makara bitince fotoğrafçıya sadece banyo+tarama yaptırtın, iyi olanları sonradan bastırırsınız zira kötü fotoğrafı bastırmak çok pis koyuyor ha. Eğer dediğim gibi sadece içinize sinen kareleri çekerseniz fotoğrafın kötü olmasına ya pozlama ya da odak hatası neden olmuştur. Dübüratif’in A-1’iyle çektiklerimde hep odağı yanlış yapıyordum çünkü makinenin vizörü çok kirlenmişti, pek net gözükmüyordu. Mesela benim tek makaradan çıkarabildiğim “iyi” kare rekorum en fazla 25 falandı herhalde. Ondan sonra makine tamamen mevta oldu zaten, üzüldük valla. Ayrıca bu Dübüratif benim “olm analog neymiş ki lan, hem bokum gibi hem bok gibi para götürür” düşüncelerimi makinesiyle birlikte değiştirendir. Evet, analog fotoğrafçılık banyolardan, taramalardan para götürüyor ama getirdiği zevke paha biçemiyorum ben. Lan param olsa da makaraları banyo ettirsem diye beklemek bile zevkli be!

Analog candır.

8 Yorum:

  • Ama şöyle birşeyde var
    A1 zamanında bir çok foto muhabirin kullandığı en üst seviye slr makine idi, yani şimdinin canon mark III veya nikon d3x i gibi birşey, malzeme kalitesi, sesi, verdiği his en üst seviyeydi, 400D den öyle birşey beklemek zaten yanlış, malzeme kaliteside yapılış amacıda, en düşük seviyeye yönelik, piyasadaki en amatörlere yönelik dslr denilebilir yani insana verdiği his sadece dijital olmasından değil sınıf farkından da kaynaklanıyor. Aynı şey lenslerle ilgilide geçerli, a1 e takılan lensler tek ve ideal bir kalitede, ama şimdi her sınıf için aynı lensin bir sürü versiyonu var, ve sende bilionki seninde benimde lenslerimiz en fikik fersiyonlar =) haa yetmiyomu, çok rahat yetio ama o ayrı =) neysem diyceğim şuydu, iş detaylandıkça üzerine eklenenler çoğaldıkça, saflığını yitirip zevksiz bir hale geliyor bencede
    delüü...
    =)

  • eheh dimi.işte o yüzden makineler üzerinden değil genelleme yaparak konuştum. A1 benim hedefim biliyon. temizinden bi bulayım, sabahlar olmasın =P

  • o zaan dijitali bana yolla :D

  • oooldu =P

  • hmm aslında ilk once hep ole geliyor insana,
    ama sonra pratikliginden dolayi d-slr tercih edilmeye baslaniyor ve o canim metal kasa bir nostalji ogesi olarak rafa kaldiriliyor. bi gun yine film alip analog cekime cikacam deniliyor, cikilmiyor...

  • E tabi dslr'ın avantajları baya fazla ama bu işi zevk için yaptığımdan analog da analog diyorum sürekli. O yüzden sanmıyorum rafa kaldıracağımı =)

  • Var ya tam düşüncelerimi yazmışsın. Ama benim analogla deneyimim yok işte... A-1 almak için neler yapmadım lan! Tam benim bu Canonu almaya girdik dükkana, inanır mısın alasım gelmedi ama babam öldürürdü ehehe orası ayrı. Adamın 2 yıl başının etini yemişim makine makine diye sen ayarla artık tam alacağız derken vazgeç olur mu hiç cıxcıx. Ama hala aklıma A-1, bulursam iyi fiyata, bir de kısmetse bi para biriktirebilirsem (bkz: bu yaz bir ay çalışmayı düşünüyore) gidip alacağım be! çatırçatır film bitiririm kesin, ama böylece harcamamayı öğrenirim değil mi? evetevet. Eferim gaza geldim. İyi oluyo böyle senin blogda zaman geçirmek, kaç gündür yazmak istediklerimin ya da aklımda dönüp dolaşanların çoğunu yazıyosun bana iş kalmıyo nhehee

  • ehehe o zaman sen blogunu direk buraya yönlendir...