423


N-delüü
K-delüü
N-naban la?
K-nabam sen naban?
N-nabam
-…”
Karşı Blok/Nesnel İleti 2009

Tüm sene böyle geçti.

422

Battlestar Galactica’yı tekrar izlememek için kendimi zor tutuyorum. Olur olmaz zamanlarda aklıma Laura Roslin’in Blood on the Scales bölümündeki “No! Not now, not ever” ile başlayıp “i’m comin for all of you!” diye bitirdiği konuşması geliyor aklıma. Az önce o sahneyi tekrar izledim de hakikaten muhteşem(ağhsım!) lan.

Diziyi Cnbc-e’de bölük pörçük izlerken bu kadar kaliteli olduğunu farketmemiştim. Hatta o kadar bölük izledim ki senaryosunu bile yanlış anlamış, filonun uzun yıllardır uzayda dünyayı arayarak yaşadığını sanmıştım. Televizyonda final bölümünü izlerken anladım ne kadar izlenmeye değer olduğunu. Böyle bir şeyleri çok övmek sık yaptığım bir şey değil ama BSG hak ediyor be. Hatta iddia ediyorum her yönüyle herkesin sevgilisi Lost’un eline verir, o derece.

Ne kadar tekrardan izlemek istesem de yanıma izlerken benim gibi zevk alacak birini bulmadan izlemiycem, işte o kadar. Ama onun yerine şimdi 78 ve 80’deki ilk yapımlarını izliycem niehehe… Çok fazla bir beklentim yok ama olsun be. Ayrıca soundtracklerini de indirdim dinliyorum, oh mis…

421

Hakkında hiçbir şey bilmediğim filmleri izlemek daha eğlenceli. Yeter ki izlemeye değer olsun.

420

Asidi kaçmış kolaya maden suyu katınca şarj etmiş gibi eski haline dönüyor diyecektim ki, önceden demişim meğersem.

419

Neden tırnak makaslarını yıllardır ergonomiden uzak bir tasarımla üretiyorlar ki?

418

Paranormal Activity isimli film tamamen vakit kaybı, başka da bir şey değil…
Demek ki neymiş, ismini bir iki yerde duydun diye izlemek yanlışmış.

417

Şaka maka animelerler içinde büyümüşüz ya lan!

416

Negro’yu üretimden kaldırmasınlar lan! Yılda sadece 2-3 defa yesem de çok seviyorum. Kurabiyesiyle aynı hamurdan hayvanlı küçük şeylerden yapmışlardı, onu da çok sevmiştim. Tüm olayı kurabiyesinde onun. Böyle dişlere süper şekilde yapışmasını bile seviyorum be!

415

İnsanlara isimleriyle hitap etmeyi öğrenmem gerek. Konuştuklarıma abi, olm, lan, şş diyerek geçiniyorum resmen. Ne bir isim ne bir şey…

414

Bilgisayarı yeniledim, şimdiki oyunları fullde oynuyorum bebek. Önceki makinemde zamanın oyunlarını fullde oynayamadığımdan çok içimde kalmıştı. Hatta tekrar oyun dergisi almaya bile başladım.

388
’de Fallout 3 özlemimden bahsetmiştim. Hemencecik 5 ek paketi de bitiriverdim. Zaten toplamda 103 saat oynama süresinden sonra da level 30’dan yukarı çıkamayınca da kapatıp daha da bakmadım yüzüne ama silmedim. Silinir mi lan?!

Sonra hemen gittim Cod: Modern Warfare 2’yi aldım, onu da hemencecik bitirdim. Yanız adamlar neredeyse sanat eseri yapmışlar be. En çok gizlice ilerlediğimiz karlı bölümlerden zevk aldım. Bir de Favela’nın sonunda helikoptere atlamak için hayvan gibi koştuğumuz vakit. Öyle ki istemsiz olarak “AĞĞHSIM!” dedim, o derece.

Sacred 2’yi falan almaya hiç yeltenmedim bile. Zira oyunlar da artık vakit kaybı gibi gelmeye başladı. Özellikle Rpg’ler yapı gereği çok fazla vakit istediğinden onlardan uzak durmaya çalışıyorum. Yoksa Fps dediğin nedir ki en fazla 2 gün eheh…

Şimdi ilk fırsatta Dragon Age: Origins’e dalıyorum. Seversem Diablo 3 gelene kadar onla oyalanırım, sevmezsem de sevilecek bir şeyler çıkar elbet. Aslında hali hazırda Neverwinter Nights 2’nin save dosyaları duruyor ona devam edeyim dedim de oyunu bıraktığımdan bu yana 3 ay falan geçtiğinden eski havayı yakalayamadım.

Bu arada, eski bilgisayarı da bizimkilere vererek onların kullandığı 13 senelik süpersonik makineyi sonunda emekliye ayırmış bulunuyoruz. Aslında ondan o kadar nefret ediyordum ki önceden sürekli “şununla işimiz bitse de işlemcisini anahtarlık yapsam” diyordum. Çok sorunlu makine değildi ama Win98 kullandığından ve bizimkiler onu kullanmasa benim bilgisayara ortak olacakları için mecburen bakımıyla uğraşmaktan gına gelmişti. Sonradan düşündüm de 13 yıl boyunca donanımsal olarak hiçbir sorun çıkarmayan bilgisayarın işlemcisinden anahtarlık yapmak saygısızlık olur, en güzeli çerçeveletilip asılmalı.
İşlemci de cillop gibi 233Mhz Pentium haa!

Edit: Diablo 3 2010'da gelmiyorumuş lan! Amaan, napak hayırlısı... Süpriz falan yapsa bari be?

413

Kahvenin içine bitter çikolata atınca hiç güzel olmuyormuş lan, hiç hem de.

412

Az önce Scrubs’ın 8. sezon finalini izledim. “Lan lan noluyo hakkaten böyle mi biticek ama daha 9. sezon var nere gidiyolar laaan!?” derken neredeyse ağlatarak bitti, iyi ki de böyle değişiklikle bitti. Janitor’un dediği “değişiklik değişikliği getirir” lafının ne demek olduğunu sonradan anladım tabi.

Yanlış hatırlamıyorsam 1 ay önce izlemeye başladım. Bir oturuşta sezon bitirdiğim de oldu, özleyim biraz diye ara verdiğim de oldu. Bölümler elimin altındayken özlemek için ara vermek. Bundan sonra en çok J.D.’nin eagle diyişini özlüycem lan. iigııııl… Aslında 8 sezon içinden o kadar çok özlenecek şey var ki sayamam. Sayarım aslında da ne gerek var lan.

İlk 2 sezon içinde Himym’den daha çok seveceğimi fark etmiştim. Tek nedeni de gülme efektleri olmadığı için gülmem bitene kadar yarılabiliyordum. Himym’de efektle birlikte gülmeye başlayıp bitiriyorum neredeyse, rahatsız edici, neyse. Evet, Himym’den daha çok seviyorum lan. Değecek bir dizi çünkü. Sonradan anladım ki neden sadece gülme efektleri değil. İyi ki izlemeye karar vermişim.

Şimdi, 9. sezonu yakaladığıma göre her hafta yolunu gözleyerek izleyebilirim. Bundan sonrasını da aynı kalitede devam ettireceklerine eminim. Ettiremezlerse de napalım lan, önceki 8 sezon boru mu?
iigııııl!..