517

Bugün Başkent Hukuk fakültesinin mezuniyet için toplu fotoğraf çekimi varmış. Ama pek sevgili arkadaşım beni “mezuniyet törenim var gelip fotoğrafımı çeker misin?” diye ters köşe yapıp çağırdı, çok sıkıldığımdan düşünmeden olur dedim. Anlamalıydım ama “ne mezuniyeti lan bu kadar erken mezun mu olunur?” demeliydim.

Meeeh modunda kendisinin peşinden dolanıp arkadaşlarıyla fotoğraflarını çektim, omzumda iki tane dslr olmasına rağmen yine de kıytırık kompak makinelerini uzatıp “bununla da çeker misiiin?” diyen insanlara katlandım. Hem ne diyim yok çekmem mi diyim?
Tam aha bitti derken neymiş Anıtkabir’e gidilecekmiş de tuttukları fotoğrafçı da oraya gelmek için para istemiş de ben çekecekmişim. Şimdi yok gelmem desem yine ayıp olacak, buraya kadar gelmişim gideyim çekeyim bari dedim.

Sonra konvoyda 4 “Woo Girl”ün olduğu bir arabada korna sesleriyle ve boynuma boynuma vuran rüzgarla Anıtkabir’e vardık. İyi ki gitmişim çünkü hep istediğim foto muhabiri havasını yakaladım. Böyle koca grubun tüm fotoğraf işleri bana kalmış, üstelik beni engellemeye çalışan askere komutanı “elleme heyetten o” dediğini duyunca da önüme çıkan her askere “heyettenim ben” diyip istediğim yerden çektim fotoğrafları. Sırf bu ego patlaması tüm günü kurtardı eheh…

Tabi çelenk bırakılırken ve sonrasında tüm fotoğrafları ben çektiğim için herkes gelip fotoğrafları istemeye başladı. Ben de önceden bunu öngörüp tümünü arkadaşın makinesiyle çektiğimden benden değil ondan alacaksınız dedim. Bunu derken de içimden “nıahahahaa” diye kötü adam kahkahaları attım.
O değil de dağılırken çok fazla kişi gelip teşekkür etti ona şaşırdım. Bir de çok yoruldum lan, öyle böyle değil, tam 3 gündür erken kalkıyorum boru mu?

1 Yorum: