Gittim geldim. Meğersem Yeni Adana otobüslerini iki katlı yapmış. Binince baktım öne oturan yok bilet kontrolünde geçebilir miyim diye sormayı bekliyorum. Önümdeki çocuğun annesi sordu çocuğu oturabilir mi diye, muavin de dolu dedi. Lan başka ne diyeceğidi küçücük çocuğa! Hem arabada öne oturtmayın diyorlar hem de otobüsün en önüne oturmasına mı izin vereceklerdi? Ben de tuttum inandım dolu olduğuna, sonradan düştü çocuğu kandırmak için öyle dediği. Öne gelsin de sorayım derken arkadan başka bi adam geldi oturdu. Nasıl kızıyorum kendime nasıl olur da çocuğu kandırmak için söylenen şeye kanarsın da sormazsın diye. Ama iyi ki de sormamışım çünkü hem yağmur sesi çok fazla hem de karşıdan gelenlerin farları feci şekilde rahatsız ediyordu. 4 sıra arkada oturmama rağmen ben bile rahatsız oldum, o derece. Ayrıca bu iki katlı otobüsler de hiç iyi değilmiş. Zıplamaktan uyuyamadım lan! Nasıl bir amortisör yapmışlarsa bok gibi olmuş. Tamam daha yüksek daha ağır ona göre yapılmıştır ama en ufak çukurdan sonra da 2-3 kez zıplanmaz ki be. Aha kafayı koltuğa sabitledim uyurum böyle diyorsun ki birden sarsılıyorsun kafa düşüyor, toplasan 2 saat uyumamışımdır. Bir de neymiş Coach of the Year seçilmiş bu otobüs, bırah şimdi! Yalnız tek bir iyiliğini gördüm, araç geniş olunca önden koltukları ikişerli doldurarak değil herkesi tek oturacak şekilde yerleştiriyorlar.
İnince de hemen gittim biletimi değiştirdim en önden aldım. Gündüz far olayı olmadığından daha rahat gibi geldi ama bu sefer de tüm yolculuğu tırsarak geçirdim. Resmen “Karşıdan gelen mazot yüklü tanker” korkusu nedir anladım. Şoför zaten kenara çok yakın sürüyordu bir de birkaç kez riskli solama yaptı. Yolun yarısında her an kemeri çözüp arkaya kaçacakmış gibi tetikteydim. En ön olduğundan haliyle emniyet kemeri vardı da tırla falan çarpışınca hiç işe yaramaz o be. Yani bacaklar ezilip sıkışacağından camdan fırlama gibi bir sorun olmaz gibi geldi bana eheh…
Adana’da da gezdim fotoğraf çektim falan. Çok pis yürüdüm ama ha, vakit geçirmek için baya vaktim vardı, 10 km falan yürümüşümdür herhalde. Eve gelince de yorgunluktan yorgunluk banyosu bile yapamadım o derece. Zaten günübirlik yolculuklarda bildiğin jetlag oluyorum, günümü saatimi şaşıyorum ben. Daha da gitmiyim be, yeter.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
|
istanbula gel sen adanada ne işin var bidaha.