613

Süper düzenli müzik arşivime shift+delete yapmamak için zor tutuyorum kendimi. Hiçbirinden zevk alamaz oldum lan! Tümden silip yeniden toplasam diye düşünüyorum da olmaz ki öylede…

612

Eskiden uçurtmamla kilometrelerce ip salmayı hayal ediyordum. 1km salsam da yeterdi bana. Sonra o ipi taşıması için uçurtmayı büyütmem gerektiğini fark ettim, kaldı öyle…

611

Sabit kalmasını istediklerini bulmak için değişmedikçe yaşamak zor.

610

Sen otur 1-2 ay söylesem mi diye karar vermek için düşün, sonra söylemek için “nasıl yapsam, güzel olsun ama, romantik olsun tabi, mesajla olmaz, mektupla olur belki, gidince en güzeli olur, nerede söylesem, aha bak şöyle söylesem ne güzel olur…” diye kafanda kur. Sonra tutsun “seni seviyorum” diye mesaj atsın. Öyle afalladım ki resmen mala bağladım o an.

O kadar planın suya düştüğüne mi yanayım, ben mesajla söylemeye kıyamazken onun gaza gelip mesajla söylediğine mi yanayım, sonunda birimizin söyleyebildiğine mi sevineyim eheh… Hayır bir şeye yandığım yok aslında sonuç önemli. Yine de hata bende, ilişki ortadayken madem söylemeyi kafana koydun niye uzatıp erteliyorsun ki olm?

O değil İstanbul’a gideceğim gün çok yaklaştı! Düşündükçe yıllardır heyecanlanmadığım gibi heyecanlanıyorum…

609

Kırlangıçları çok severim. Gündüz uçan yarasa gibiler, hızlı uçup ani manevra yaptıklarından izlemesi çok zevkli oluyor. Yüksek uçtuklarından kimi insanlar fark etmez bile varlıklarını. Geçen gün yağmur başladı, biter bitmez birden ortaya çıktılar, normalde o saatte uçmazlar halbuki. Doya doya izledim tenis maçı izler gibi. Keşke alçaktan uçsalar da sürekli izleyebilsem be…

608

Havaalanının çıkış kapısında elimde “NABER?” yazan bir kağıtla durmayı düşünüyorum.

607

Hayvansız ev olmuyor.

606

True Blood’un 3. sezonu sanki ara verdiğimiz oyuna devam ediyormuş gibi hissettirdi, özlemişim lan.

605

O değil de ben kendi fotoğraf makinemi yapacaktım hala başlayamadım.

604

Hani otobüs duraktan hareket ederken arkadan koşarak birisi gelir otobüsün yarısına kadar gelir ama şoför görmez, koşan adam çaresizce bize bakar ya. İşte o anda birinin şoföre dur demesi gerekir ama o ben olmuyorum. Çok da üzülüyorum ama azımdan çıkmıyor o sözcükler. Hadi beni geçtim başkası niye demiyor lan?

603

Mesela evimin yanında küçük de olsa yeterli debide bir akarsu olsa tüm evi ne biçim de soğuturum.

Nasıl bir soğutma aşkıysa bendeki birden geldi aklıma bu. Gideyim de İklimlendirme Soğutma bölümü okuyayım bari…

602

İnsanın kafası rahatken uyuması, uyandıktan sonra da yarı uyanık yatak keyfi yapması dünyadaki en güzel şeylerden birisi ha. Özellikle önceki gece kafasında bin tilkiyle uyuduysa daha iyi anlıyorsun değerini.

601

Arkadaşların evlerine gittiğimde yaramaz çocuk gibi burada ne var, bu ne diye odayı karıştırırdım. Hayır karıştırma lan diyeni karıştırmıyorum zaten. Bir şey demeyenleri karıştırıyordum. Gelen en son misafir çocukları odamı karıştırdıklarında anladım ki çok sinir bozucu bir şey bu be!

600

Nasıl üşeniyorum bu 50. yazılara biliyor musunuz… Kaç gündür bekleyen yazılar var sırada sadece kopyala yapıştır yapılmayı bekliyorlar ama bu yazılara denk gelince onlar da yatıyor yattıkları yerde.

Kontes ile mektupları yayınladığımız Uzak’ı açtık. Pek ziyaret edeni falan yok ki bekliyordum da. Oturup ben bile o kadar mektubu okumaya üşenirim. Öyle çok süper ilginç gizli şeyler de yazmıyoruz ama bundan sonra ilginçleşebilir de eheh. Neyse işte blogu açmadan öncekileri de koyduk, yazdıkça da yayınlarız yenilerini…

Öyle işte, senden naber?

599

Aslında, bazı rüyaları anlatmak yerine neler hissettirdiklerini anlatmak daha güzel.

598

Bugün, kahve fincanını dökmemek için kasarak odama götürmektense fincan ve ketılı aynı anda götürüp, doldurup, sonra ketılı mutfağa geri götürmeyi akıl edebildim. Bir tur fazladan yürüyorum ama olsun. Şu ketılı da kettle diye yazmaya da hiç elim gitmedi biliyor musun…

597

Rüyadaydım, arkada tek tek göndererek oluşturduğu playlistten şarkılar çalıyordu. Yüz yüze konuşur gibiydik ama aslında mesajlaşıyorduk, atlardan bahsediyorduk. En son attığı mesajı okurken sonuna yetişemeden şarkı bittiği an uyandım. Don’t close your eyes diyerek bitmişti, kesin ondan. Sonra mesajda yazanı pek hatırlayamadığımı fark ettim, geri dönüp hatırlamaya çalıştım ki normalde yapmam bunu, normal değiliz gibisinden bir şey yazıyordu sanki. Geri uyumaya çalıştım, hem üşüdüğümden hem rüya kafamı kurcaladığından uyuyamadım.

596

Eve döndüm. Çok özlemişim ama sanki sabah çıkmış akşam gelmiş gibiydim. Bunun gibi duygularımı dışarı vuramadığım çok oluyor. Çok süper bir anda sakin gözüküyorum ama aslında içimden wheeeeee diye bağırıyor oluyorum, karşımdakiyle de alakalı biraz. Neyse işte, odama girdiğimde çok garip oldum özellikle. Lan aylarca ayrı kalmak değil de bunun gibi kısa süreliler daha çok koyuyor bana o çok ilginç. Zaten uçakla giderken de bir tedirginlik vardı anlamadım. Her zamanki gibi de son 2 günde sivrisinekler açıkta kalan yerlerimde sokmadık nokta bırakmadılar. Tabi yiğeni görünce bunlar önemsiz kalıyor. Yirim lan! ehe…

595

5 günlüğüne Trabzon’a gidiyorum. HANİ DAYI OLDUM YA BEN, o yüzden…

594

İnsanın nefsiyle savaşıp iradesi güçlü olmasa bile kazanması çok zevk veriyor. Hatta sırf bu yüzden sataştığım oluyor eheh…

593

Bunca zorunluluğun arasında bir de çözemediğim şeylerin eksikliğini çekerken birden havalar bozdu. Her an depresyona girebilirim gibi geliyor da girmem herhalde be. Başka şeyler çıkmasın yeter ki…

592

Dün, Ankara’da hava öyle bir kapandı ki şehir bile değiştirmeden, hatta evde otururken jetlag oldum.

591

Bu Trabzon insanı uçağa bağımlı hale gelmiş ya lan! Adamlar bundan 1 hafta sonrasına kadar tüm seferleri dolduruyorlar. İstanbul’a baktım yarına bile 29 liralık uçuşlar duruyor be.

590

Hani insanlar “ilgi görmek için ilgi gösterme” gibi bir mantık yürütürler ya, bende tam tersi şekilde işliyor bu. Eğer ilgi görüyorsam ilgi gösteriyorum, görmezsem de göstermeye devam ediyorum ama bir yere kadar, sonra o da bitiyor.

Zaten “ilgi görmek için ilgi gösterme” kadar bencilce bir davranış görmedim ben. Karşıdaki sana keyfinden ilgi gösteriyor zaten dimi, düşünme sen onun neler hissettiğini sadece kendi egona yoğunlaş, göt! Şuna bak yazıya öylesine başladım yazarken sinirlendim lan!

589

Rüyaları bağlayabilsek, uzaklar yakın olsa…

588

Kahverengi hamamböcekleri daha tatlı oluyor.

587

Kursa gitmek için yürürken her zaman oralarda gördüğüm beyaz kediyi gördüm, pisi dedim koşa koşa geldi. Çok pis olduğundan ve sadece eve dönerken karşılaştığımdan o zamanlar sevip eve kadar elimi bir yere değdirmeden hemen yıkıyordum. Bu sefer sevmeyecektim, hatta pisi dediğime pişman oldum. Ama tam hadi gidiyorum ben diyip adım attım ki bu da kendini yere atıp taklalar atmaya başladı, adeta baştan çıkardı dayanamadım. O değil de erkek lan bu.

586

Hayatımda yediğim en güzel şeylerden birisi hanımeli reçeliydi.

585

Normalde hiç fotoğraf, resim vs. koymuyorum.

Ancak bu çok sarstı beni…



…nerden geldiğini anlayamadım.

584

Artık verdiğim sözü tutamamaktan daha çok korkar oldum.

583

Gece dışarıda saklambaç oynayan çocukları duyduğumda üstüme yalnız çöküyor, balkonu özlüyorum. Küçükken bir gün dışarı çıkmama izin vermediler, balkondan saklambaç oynayan arkadaşlarımı izledim de psikolojime yer etti desem gece 10’da gelirdik eve be, hatırlamıyorum öyle bir şey yaşadığımı. Zaten balkonumuz da çocukların oynadığı tarafa bakmıyor, yalnız hissettiğimle kalıyorum…

582

Otobüse bindim, bilet koçanındaki son bilete denk geldiğim için sırıtarak yerime oturdum.