513

En sevmediğim uzantı .mov’dur. Böyle bi bencillik bi kendini beğenmişlik havaları falan…

512

Morali sürekli yüksek tutmaya çalışmak yoruyor. Sonra bir sabah kalkıyorsun ki depresyondasın.

511

“Lan” dememek için kendimi tutuyorum artık. Yazılarımda kimsenin yüzüne demediğimden rahatım ama insanlarla konuşurken bana göre her ne kadar “samimilikten” öyle diyor olsam da dışarıdan bakınca rahatsız edici durduğunu da biliyorum. Yine de kaçıyor arada be. Artık “lan” yerine “be” kullanıyorum zaten.

510

Evdeki kapıların çerçeveleri çivi tabancasıyla çakılmış meğersem. 10 yıldır oturuyorum yanlarındaki izlere çekiç izidir diyordum ama çivilerin derinliğini yeni fark ettim. 10 yıl lan!

509

Fırında tavuk yaptım, oldu.

508

Ne zaman ruj veya nemlendirici görsem dişleyesim geliyor. Hele süper kokusu olan nemlendiricilerde zor tutuyorum kendimi…

507

Alt+Tab yapınca çat diye masaüstüne çıkan, sonra çat diye geri gelen oyun en güzel oyundur.

506

Kıskançlık ve özlem duygularım çok güçlü. Kıskançlığı saklayabiliyorum ama yine de içimde tepiniyor. Özlem de normalde açığa vurulmadığı için kendimden saklayabilmek pek mümkün değil. Sonra bu ikisi böyle beynimde birlikte tepinmeye başlayıp mideme doğru iniyorlar falan…

505

Banyo yapmak çok sıkıcı.

504

S06E09: “Hurley The Lost Whisperer” eheh…

503

Omzuma bir şey takmadan dışarı çıkamaz oldum be. İyi ki Yashica’nın kılıfı var da çantaya gerek olmadan sadece onu alabiliyorum.

502

Kahve yaparken çok uğraşmamak için “7’si 1 arada” yaptım. 7 olduğuna ben de şaşırdım ha…

501

Anaaa harbi Sonisphere biletini almıştık dimi lan! Saha içi kombine hem de ağağağa... En güzeli de Bununla 4-5 gün falan takılcaz. Sonraki en güzel şey Manowar’ı görücez sonra da Metallica’yı ikinci kez izliycez. Yanımda Dübüratif ve Karşı da gelebilirse süper olucak ha…

500

500 oldu ki!
Ne fotoğraflarıma isim vermeyi ne de yazılarıma başlık koymayı sevmiyorum. Yani ne görüyorsan veya anlıyorsan o dur, niye bakış açısı daraltılsın ki? Blog yazmaya başladığımda tam olarak istediğim microblog olayıydı. Ancak o zamanlar ona microblog dendiğini bilmediğimden ve Twitter‘da olmadığından Blogger’a geçtim. Gerçi son zamanlarda yazılarım uzadı, daha açıklayıcı yazar oldum. Hatta önceden günde 10-15 yazı yazdığım oluyordu. Şimdiyse haftada 5 tane falan. Bu da hayatımın boş geçmesinden kaynaklanıyor.

Önceden Blogcu’da yazdım azcık, sonra buraya 22 Haziran 2008 de geçtim. Başladım başlayalı aslında çok da olmamış ama öyle geliyor. Bu yazılarımın nedenlerinden birisi de yıllar sonra okuyup “ahaha mal” demek eheh… Kaç bine kadar giderim bilmiyorum ama gidebildiğim kadar giderim işte.

Oldu görüşürüüüz…

499

Nedensiz yere sinirleniyorum, sonra niye “sinirleniyorum lan ben?” diye sinirleniyorum, sonra dikkatim dağılıyor döngüden çıkıyorum.

498

Odamda 4 tane boş maden suyu şişesi var. 6’ya tamamlamadan hayatta atmam.

497

Evde iki kişiyiz ama her seferinde banyoyu dolu bulmayı başarıyorum.

496

Hiçbir anlamı olmamasına rağmen anlamlı gözüken yazılar yazmak istiyorum.

495

Giden kutusunda 2006’dan kalan bir mail buldum. Adeta gözüm seğirerek okudum. Sonra 05’den beri sakladığım şeylere de aynı şekilde baktım okudum. Arşivci kişilik yüzünden atamıyorum da ha.

494

Mythbusters’a kafamdan efsane uydurup göndermeyi düşünmüştüm. Sonra unutmuşum, şimdi yine hatırladım da ne uğraşıcam lan…

493

Gün boyu baktığım 22” LCD monitörümle ilgili çok korkunç hayallerim var. Mesela maket bıçağını alıp baştan sona bastırarak kesmek, nokta nokta saplayarak desen yapmak falan… bir de her bakışımda aklıma geliyor, zor tutuyorum kendimi.

492

Tiftik hızı!

491

Harun’lar evi sokuluyla taşıdılar. Önceki 2+1 nem yuvasından sonra burası onlar için saray gibi eheh.. Hem iki katlı evlere sempatim olduğundan hem de evi beğendiğimden yanlarına taşınasım geldi de hem oda yok hem taşınmam lan gül gibi evimi bırakıp. Hadi onları geçtim işe falan girmeden kiraya nasıl ortak olayım be. Ama bize yakın olduklarından zırt pırt gidip gelirim ki. Hem kedi de var, mis.

490

İki gün önce soğan doğradım ama kokusu hala ellerimde lan!

489

Sonisphere Festivaline aynı anda görmek isteyeceğim iki grup Metallica ve Manowar geliyor, diğerleri içindeyse Megadeth ve Alice in Chains’i canlı izleyebileceğim için mutlu oldum. Bunlar dışındakileri zaten pek dinlemiyorum ki. Keşke Iron Maiden’da gelseydi lan, tam olurdu o zaman. Böyle diyorum ama daha gidebilecek miyim kesin değil. O zamana kadar bilet parasını bulmam lazım ki o zamana kadar bilet kalacağını da sanmıyorum. Sonra kalacak yer meselesi var. Lan yanında kalacağım biri yok lan! Yemek memek de istemezdim sadece geceyi geçireyim gideyim derdim yük olmamak için. Hakim evinde kalayım desem hem yumuşak hem hesaplı olur ama tek başıma kalmak sıkıcı olur lan o yüzden en son seçenek olarak bırakıyorum onu. Muhtemelen günlük ev kiralarız ama onda da fazla kişi gidince fiyat arttırıyorlarmış. Zaten kaç kişi gidecek o da belli değil ki. Millet 3 ay var daha diye hiç ciddiye almıyor ama koltuklu yerlerin kombine biletleri bitmiş bile. O değil de geçen seferki Metallica konserindeki kadar heyecanlandım be. Zaten ne zamandır İstanbul’a gitmek de istiyordum onun da etkisi var. Hatta bilet kalmazsa İstanbul’a gidip o parayla şöyle 5 gün falan kalmayı bile düşünebilirim eheh…

Ayrıca Öss’ye denk gelmesine sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Güya bu sene tekrar girecektim de sistemi çok pis değiştirmişler. Haziran’a kadar çalışır barajı rahat geçerim diyordum ama baktım bu kadar kısa sürede olmaz baraj maraj. Olmayınca da Haziran’dakilere giremem, olsa da girmem lan eheh… Ama geçen sefer gidemeyip bu sene de bu yüzden gidemeyeceklerin acısını paylaşıyorum.

488

Bir cihazın ne kadar az ayrıntısını biliyorsam o kadar kafam rahat kullanıyorum. Az önce benim telefonun ekranındaki tozları temizlemek için içini açtım. Bir önceki telefonu da aynı sebeple açıp ekrana giden kabloyu koparmıştım, aynısını yapmayım diye servis kitapçığını indirdim ondan baktım nasıl açacağıma. Açmaz olaydım lan! Hem hayvan gibi kirlenmiş hem de ekrandan tozları alıyorum bzıt diye başkaları gidiyor. Neyse temizledim kapadım ama bu sefer kapağın iç kısmında tam ortada yusyuvarlak bir iz var. Hadi yine açtım kolonyayla temizledim geçti ama yine bzıt diye yapışan tozlarla uğraştım. Şimdi de gözüme bir sürü ayrıntı takılıyor şunu da şuradan şöyle yapıp hallederim diye düşünüp duruyorum. Daha da açmam lan! İstediği kadar tozlansın napayım…

487

Hard diskleri severim, ağırdır, candır, saygımız vardır. Hatta başından beri yapısı itibariyle değişmeyecek kadar mühendislik harikasıdır, hayran olunasıdır ama hala yavaş lan bunlar! Emilim işlemciler aynı anda 5 işi yapabilecekken bu beyefendi 2 işi bile aynı anda yaparken zorlandığından diğer işleri de yavaşlatıyor, göt. Şu Solid State disklerden alıp Windows’u ve devamlı aktif yazılımları onda barındırmayı istiyorum ama onların vakti de daha gelmedi ki.

487

Daha da Kodak Gold kullanmam. Tonundan tiksindim emilim…

Not: Color Plus yerine Gold yazmışım ya lan.

485

Ankara’dan çok pis kaçasım var. Arkadaşlarla buluşayım desem her birinin ayrı mazereti var, tek başıma çıkayım fotoğraf falan çekeyim desem neredeyse gezmedik yer kalmadı, arabayı alayım komşu ilçelere falan gideyim öyle gezeyim desem hem bizim arabadan haz etmiyorum hem de öyle yolculuk tek başıma hiç eğlenceli olmaz ki lan. Ama motorum olsa tek başıma çok pis gezerdim ha.

484

Aha Cnbc-e Clone Wars’a başlıyormuş. Ben de indirsem de izlesem diyodum ha…