800

2011 Mart'dan bu yana sadece 100 yazı yazabilmişim. O arada sanırım hayatıma 3 kişi girdi çıktı, tumblr açtım derken bu kadar az olması normal tabi. Zaten sevgilim varken yazamayan biriyim ben. Böyle 50 yazıda bir blogla alakalı bişeyler yazıyordum ama işte yazcak bir şey yok haliyle. Burayı yakın arkadaşlarım bile takip ederken onlar da takip etmez olduğundan sadece içimi boşaltmak istediğimde hep geri dönebileceğim bir yer olarak güvenli bir mağara gibi oldu burası. 900'e ne zaman varıyoruz bakalım.

799

Bugün doğum günüm ve ben kaç yaşında olduğumu hep unutuyorum. Yılları kolay takip edebilen biri değilim ama sürekli tekrar eden bir tek bu var. Önceki doğum günlerimi düşünerek geriye gidebiliyorum biraz, o yönden yardımcı oluyor.

798

Ne istiyorum biliyor musun? Hep bir gün güzel bir başlangıç noktası bulup onun üstüne güzel olmasa da bir hikaye yazmak istiyorum. Her seferinde kendi ruh halimle alakalı şeyler yerine herhangi bir konuda hikaye yazabilmek istiyorum. Belki bir gün adam gibi bir senaryo yazacak seviyeye gelirim diye hayal ediyorum. İşin garibi yazmayı bu kadar çok sevsem de benim için en büyük motivasyon yatak ve laptop. Yatakta otururken kucağımda laptop ile saatlerce yazabilirim gibi geliyor. Ancak masaüstünde böyle değil, soğuk geliyor. Belki yataktayken cidden sıcak olduğum içindir. 

Sonuç olarak tek sorunum konu bulmak sanırım. Onun dışında karşılaşacağım birsürü sorun olacak biliyorum ama bu başlamama engel olurken sonraki aşamalara geçemem ki. Belki de araştırma yapmalıyım bunun üstüne, ney nasıl yazılır öğrenmeliyim.

797

Bazı şeyler var zihnimin derinliklerinde. Onları gömmek için ben uğraşmadım, aksine bunu yapmam için tiksindirildim onlardan. Şikayetçi de değilim bu durumdan aslında. Zaten o derinliklere yollayacaktım ama belki daha yavaş olacaktı.

İnsan çok garip, kötü hissettiği zamanları özleyebiliyor. O duyguların yoğunluğu yüzünden onlarla bir çeşit bağ kuruluyor sanırım. Aslında hayır, aynı duygular yüzünden değil. Ben sadece böyle karamsar olduğumda yazabiliyorum, yazmaktan zevk alabiliyorum. Şimdi de yıllardan beri ilk defa yatakta laptopum ile yatarken bir şeyler yazmak istiyorum ama olmuyor. İşte bu yüzden kötü hissetmek istiyorum, kendimi kandırmaya gerek yok. Bunu itiraf edince de tüm şevkim kaçtı ama sürekli yazmak istiyorum.

Aynı duygular yüzünden değil dedim ama ciddiyim o depresif zamanları özleme konusunda. Özleme gibi de değil, dedim ya bir çeşit bağ kuruyorsun o ruh haliyle. Sonra bir şeyler oluyor alışıyorsun o haline ve unutmaya başlıyorsun. Hatta öyle bir seviyeye geliyorsun ki unuttuğun şeyler hakkında hayal kurarken yakalıyorsun kendini, sonra kendine geliyorsun, uykun kaçıyor bari yazı yazayım diyorsun. Sonra ortaya böyle darma dağınık yazılar çıkıyor.

Cidden, yayınlamasam bile olur bunu aslında.

796

"Şurada çalışsam ne güzel olur" diye başka bir şirket için hayal kurduğumu hatırlamıyorum ama şaka maka bu hayali sadece benim değil başkalarının da kurduğu bir şirkete gidiyorum lan! Saatlerce süren mülakatlardan ve şu anki iş yerimden aldığım yıllık izinin içine gizlediğim birkaç günlük deneme süresinden sonra işi kaptım.

Neredeyse her haliyle memnun olduğum işimi bırakıp riskin kucağına atladım. Doğru karar verip vermediğimi bilmiyorum. Belki de biliyorum ama görmek istemiyorum, zaman gösterecek. Hayalini kurduğum işin peşinden hazır beni böyle kritik karar almaktan alıkoyan insanlar veya durumlar da yokken koşmazsam (uzun vadede sonuçlarını tam kestiremesem de) ilerde pişman olacakmışım gibi hissediyorum. Risk alabilme fırsatını kaçırmak istemedim yani. Çünkü benzer bir fırsat tekrar karşıma çıkacak mı, çıkınca o riski göze alabilecekmiyim bilmiyorum. Bir de artık zor şeylerin üstüne üstüne gitmeyi seviyorum sanırım.

Her şey monoton ilerlerken şu an kendimi o kadar değişken bir duruma soktum ki kendimi sürekli geliştirmekten başka hiç bir seçeneğim yok. Olmasını da istemiyorum çünkü yeni işim bunu gerektirmese bile yeni şeyler öğrendikçe yükseldiğimi hissediyorum, bunun tadını alınca da bırakmakta zorlanıyorsun. İnsanın hayatta kazanabileceği en değerli şeylerden biri olan "bilgi" sonuçta. Hatta zaman harcayarak öğrenildiği için zamandan bile değerli. Bu bilgiler belli bir seviyeye ulaşınca ortaya bir şey çıkarma dürtüsü oluşuyor ve bu sefer bunları gerçekleştirebilecek fırsatım olacağını düşünüyorum. Bunun için eskisi gibi gün boyu götümü yayarak oturma kıvamına gelmekten kaçıp sürekli diken üstünde, sürekli bir şeyler öğrenip düşünmeye zaman ayırmak istiyorum.

İnşallah tüm bu hayallerimi gerçekleştirebilirim. İnşallah pişman olmam...

Hayırlısı.

795

Bilgisayarın derinliklerinde son 4 yıllık msn konuşmalarını buldum. Hepsini hızlıca gözden geçirdim, o insanların çoğuyla artık konuşmadığım gibi kimisinin de kim olduğunu bile hatırlamıyorum. O kadar ilginç ki... Okuduğumda 1 yıl önce çok etkileneceğime emin olduğum şeyler şimdi çok sıradan geliyor. Birkaç yıl öncesiyle şimdiki düşüncelerim arasında bu kadar fark olması şaşırtıyor beni. Şaşırmak anlamsız ama işte karşında o zamanki düşüncelerini görünce elinde olmuyor.

Bir zamanlar hayatımın merkezinde olan insanla yaptığımız konuşmaları, tartışmaları okuyana kadar öyle şeyler yaşadığımı bile unutmuşum. Bunu daha önce de benzer şekilde fark etmiştim. Hani insan "neden sürekli aynı hataları yapıyorum" diye soruyor ya, işte bu yüzden sanırım. Hatırlaman gereken tecrübeleri de Onunla birlikte hafızanda bastırırsan aynı yollardan gidip aynı hataları işlersin, bu kadar basit.

Yalnız sırf hatıralarımdan çağıramadığım anılar barındırıyor diye silmek istemiyorum. Beynimin yedeğini silecekmiş gibi geliyor ama yine de silerim. Oturup hepsini baştan okuyacak değilim ne de olsa.

794

Bazen o kadar sıkılıyorum ki depresyona girdim zannediyorum. Belki gerçekten de depresyondayımdır. İşe gidiyorum, hiçbir şey yapmadan dönüyorum. Belki elimde beni heycanlandıracak bir proje olmadığındandır. Sorsan elimde 3 ayrı yapılacak listesi var ama hiçbirini yapmak istemiyorum. İstediğim zaman da ise yapmam gereken başka işler yüzünden başlayamıyorum. Bu yüzden o yapmam gereken işi de savsaklıyorum, boşa vakit geçiriyorum. İşten çıkıp eve gelince de vakit öldürmekten başka hiçbir şey yapmadığım gibi bazen vakit bile öldüremiyorum. Artık oyun oynamak da o kadar zevk vermiyor.

Bunları da geçen gün işten çıkarken arkadaşa "hiç eve gitmek istemiyorum, hiçbir şey yapmak istemiyorum. Bu ne lan depresyona mı girdim yoksa ben" dediğimde farkettim. Depresyon diyince aklıma çok üzülecek bir şeylerin olması yüzünden hiçbir şey yapmak istememek gibi şeyler geliyor aslında ama öyle çok üzüleceğim bir şey de yok çok şükür.

Asıl sorunum amaçsızlık heralde. meh...

793

Kendimi bu duruma nasıl soktuğumun farkındayım. Beklemediğim bir anda karşıma çıkan web üstüne bir işe "yaparım" diye başvurdum ve süpriz gibi kabul edildim. Ancak yaparım diye değil "yapıyorum" diyebildiğin işe başvurmak gerekmiş.

Aslında çok garip, böyle neredeyse her karşılaştığım konuda 1 saat araştırma yapıp sonra yapmaya girişip yaparken gecen sürenin yarısını da araştırmayla geçirir olmuştum. Resmen kendimi geliştirmem için para ödüyorlar. Bunun da farkında olduğumdan yeri geldiğinde fazla mesai demedim geniş geniş çalıştım.

İşe gireli 1 yıl oldu yalnız şimdi düşünüyorum da 1 yıl boyunca birilerinden çok çok az yardım alarak ilerledim, ne gerekiyorsa kendim araştırdım. Ancak araştırarak edinilebilen bilgiden ziyade yeni bir alanda işe başlıyorsan sana o alanda deneyimli biri lazım. İşin inceliklerini, en mantıklı yollarını bilen biri olmalı ki internetten alamayacağın bilgileri alabilmelisin. Böyle biri yok tabi bende hala. Benden ne isteniyorsa, ne yapıyorsam hep kendi kendimi geliştirerek ilerliyorum ki aslında bu bir bakıma akıl hocasına sahip olmaktan daha değerli. Daha çok vakit alıyor evet, yaptığım işler de kusursuz olmuyor ama kendimi geliştirirken resmen en taşlı yoldan ilerliyorum. Tabi işverene karşı bu konularda, nelerde zayıf olduğumda, gayet dürüst olduğum için onlar da ben de memnunuz şu durumdan. Yok o kadar memnun değiliz tabi ama idare ediyoruz.

Yine de bazen sıkılıyorum lan ingilizce okumaktan. Mesela şuan hostingimizi değiştiricez o yüzden araştırdım reseller hosting aldım bir tane, nasıl kullanılacak ayrıntıları neler öğrenmek birkaç saat alacak ama çok sıkılıyorum lan. Yani şimdi sistemi inceliycem de bilmediklerimi araştırcam da wuhuu beybi... Cumartesi akşamı yapıyorum bunları ki pazartesine wordpresi lokalden bu servera migrate etmem gerek. Yaparım yapmasına da işte birine abi reseller hesap kullandın mı hiç şunun olayı ne diye sormak çok daha kolay işte, onu diyorum.

Yapabilirim diyordum kendime, yapabiliyorum da zaten ama başından beri yapıyorum diyemediğim için yavaş ilerliyorum. Yine de geçen zamanda anladım ki benyapıyorum diyebilsem bile gerçek manada hiç içime sinmeyecek bu. Çünkü ben fotoğrafta da böyleydim, kendi çektiklerimi hiç beğenmeyerek en iyiye en kusursuza sürekli ilerlemeye odaklıyordum kendimi.


Yazıyı da buraya kadar okumuş olan biri varsa oyalanmak için yazdığımı artık anlamıştır sanırım.

O değil de ben ne öğrendiğimi. ne yaptığımı ettiğimi yazmak için blog açıcaktım o noldu ya? Unutmuyum bunu bak.