761


Her şeyi anlatabileceğim, dertleşebileceğim arkadaşlarım var ancak yine de bazen o kadar yalnız hissediyorum ki. Bazen hiç hissetmiyorum bile çünkü dinlediğim şarkılara alışmış, beni derinden etkileyen bir filmi izleyeli uzun zaman geçmiş, kimseyle tartışmamış, kendi halimde yaşıyor oluyorum.

Ancak öyle bir an geliyor ki hangi arkadaşıma o şarkıyı dinletsem, o filmi izletsem, o adamla nasıl tartıştığımızı anlatsam hiçbirinden o beklediğim paylaşmaktan tatmin olma hissini, o küçücük garip mutluluğu alamıyorum. Küçücük olmasına rağmen o kadar güçlü ki ağzıma sıçarcasına yalnızlığımı büyütüp yüzüme vuruyor.

760


Şu başlıklara numara koyuyorum ya, karışınca tam karışıyor. Bir yerden sonra karışmaz dedim, yine karıştı. Daha nasıl karışır ya dedim, bu kadar da karışılmaz dedim…

O değil de şimdi böyle aynı sayıyı arka arkaya veya bir sayıyı atlayarak yazdığımda düzeltmek için yazıları silip geri yazıyorum. Çünkü o editleyip sadece başlığı değiştirirsem yazının linki eski numara kalıyor. Takıntılı bir insan olduğum için de batıyor bana bu. Şimdi teee 753’den başlayarak düzeltmem gerekti, yorumlar da vardı silemedim. Karıştı o linkler hep. Zaten böyle değiştirmeden önce bir yazıyı sildim ki şimdiye kadar hiç yazı silmemiştim iyice rahatsız etti. Düşün, ilerde unutur da fark edersem nolmuş lan burada demiyim diye yazıyorum bu yazıyı. Hiç de fark etmem, oturup linklere mi bakıcam sanki ama işte yazmazsam da rahat edemem. Böyle de gereksizim…

759


Acımadım kes dedim. Nasıl olsun dedi, güzel olsun dedim. Eve geldim madem öyle sakalı da keseyim derken bir baktım kesmişim bile. Bir tek sakala içim gitti zaten, resmen parladım lan. Çenem ne kadar yuvarlakmış benim.

Yani düşündüm de şimdi saçı böyle uzun, kendi iradesi olan, geceleri uyanan bir canlıyken kullanmak zevkli olmuyor. Kedi olsa neyse. Hem saçın uzamasını beklemek daha çok zevk veriyor aslında. Hedef değil yolculuk hesabı aha uzadı aha uzayacak derken en sonunda uzun olduğunu fark etmiyorsun bile. Zaten uzun saça da doydum, artık uzatmasam da olur. Olmayabilir de.

Yeni halimle herkesten olumlu tepki almama şaşırdım yalnız…

758


Yakınımdakilerin, arkadaşlarımın üzülmesini hiç sevmiyorum. Onlar üzgünken çok çaresiz hissediyorum çünkü ne yaparsam yapayım uzaktayken teselli edemeyeceğimi biliyorum. Yine de içimde sürekli bir yardım etme isteği oluyor, hiç değilse sarılayım omzumda ağlasınlar be...

757


Akrabanın nişanı vardı, hiç oturamadan 300 küsür fotoğraf çektim, ücret olarak da mutfakta kimse yokken sinsi sinsi mini pizzalara yumuldum. Her lokmasına değdi.

756


Eve geldikten sonra tam 9’da kendime geliyorum. Kendime geldiğimi de sıkıntı patlamasıyla anlıyorum. Finallere doğru üç saatlik maraton yaparım artık bu saatten sonra, o derece kendime gelmiş oluyorum.

Sen de iki.

755


Stereomood bazen eskiden dinlediğim, sevdiğim şarkıları çalıyor. Seviyorum onları ama artık oturup dinlemediğimden böyle önüme gelmesi hoş oluyor. Ancak bazen abartıp ard arda çaldığı da oluyor, sonra aynı şarkılar televizyonda da karşıma çıkıyor. Olsun şarkılar güzel hiç değilse.

754


Filmlerde beni en çok geren şeyin karakterin çantasını cüzdanını vs. bir yerlerde unutması olduğunu fark ettim.

Abi unutmalı film geldi, feci geriyor.

753


Ekşi duyuru’ya gelip de ekşi’de arasa hemen bulabileceği bir şeyi o ney ki diye soranlar var. Kafa atasım geliyor.

752


Nedenini kestiremiyorum ama bazen takvime bakınca üzülüyorum.

751


Yazın kokusunu ilk defa bu gece alabildim, özlemişim.

750


Temmuz 2010’dan beri ayda 30 yazıya çıkamamışım hiç. Önceki zamanlarda aslında o kadar yazdığımı da fark etmiyordum. Aman düzenli yazayım diye bir kaygım olmadığımdan böyle tabi. Yorum edenim pek olmuyor bu yüzden sanırım.
Birkaç ay önce de başka bir yerde de yazmaya başlıyım diye düşünüyordum ama bir türlü başlayamadım. Nasip, kısmet, üşengeç.


Bir de demiyim diyorum da duramıyorum şu kızı okuyun lan.

749

İşe başlayalı 1 ay oldu. Çalışmadığım zamanlarda bir işe girsem de işe yarasam diyordum kendime. Evde oturmalara doydum resmen. Zaten bir daha böyle yayamayacağımın bilincinde olduğumdan doymak için elimden geleni yaptım. İşe başladığımda da bu birikim yüzünden “hemen sorumluluk verin bana, şunu yapın diyin azını burnunu kırayım işin” diye gittim ama “hele bir otur soluklan yiğen, önce programı öğrenmen gerekiyor” dediler ben de 3 hafta boyunca programa çalıştım, oturdum, sıkıldım… Ancak yine de her ne kadar sıkılsam da eve gelince işe geri dönmek istemem şaşırttı beni. Dışarıdaki işlere gittiğimizde yapacak iş de oluyor koşturuyorsun, şimdi için daha çok hisseder oldum. Bitmez inşallah.

Bir de insanlara böyle bey mey falan diye hitap edicem, değişik bir ortam olacak benim için diye de heyecanlıydım ama müdürüme abi diyorum, arada da sayın müdürüm diyorum sırf sıkıldığım için. Ha çok şikayet etmiyorum, daha resmi olsak ondan daha çok şikayet ederdim ama işe gidiyorum hiçbir ciddiyet, değişiklik falan hissetmiyorum be. Neyse ki dışarıdaki işlere gittiğimizde bey diye hitap ediyorlar, el üstünde tutuyorlar falan, güzel şeyler bunlar.

748

Bu aralar özlemle sıkıntıyı karıştırır oldum. Sıkılıyor muyum yoksa bir şeyleri mi özlüyorum anlayamıyorum. IQ’um kaç bilmiyorum ama bazen EQ’mun düşük olduğunu düşünüyorum.

747

Bizimkiler yine torun sevmeye gittiler, bir hafta boyunca evde yalnız kalıcam, tekrar. Giderken de sanki kış uykusuna yatacakmışım gibi dolabı ağzına kadar yemekle doldurup gittiler. Böyle ev boş olduğunda küçüklükten kalma yaramazlık yapma dürtülerim harekete geçiyor. Ben daha 10 yaşındayken annem de babam da emekli olduğundan evi boş bulmak benim için büyük olaydı. Tabi şimdi büyüdük öyle yapacak özel bir şey de kalmadı ki ağız tadıyla keyfini çıkarayım. Yine de işten gelir gelmez bodrumdan bisikleti çıkardım tamir etmek için eve attım, 3-5 gün onunla uğraşırım artık.

Bu sefer işim var o kafamı dağıtır yalnızlık hissetmem diyordum ama daha eve gelir gelmez elektrikler kesildi. Oturdum yatağa bekledim öyle. Eğer tek başıma eve çıkacak olursam eşyaların yanında kedi de alıcam hemen. Gerçi tek başıma çıkmasam da alırım ki. Yalnızlık çok kötü mü desem korkunç mu desem rerö mü desem bilemedim.

746

Birisi iltifat edince kitleniyorum ben. Geçen gün biri senin sesin ne güzel dedi, karşı iltifat bulamadım, bulsam da o ortamda söylemek olmazdı zaten. Gülerek dalga geçer gibi teveccühünüz gibi salak bir karşılık verdim. Bunun dışında her cevap uygun olurdu ama bu hakikaten olmadı be.